18 Ramazan 1445 | 29 Mart 2024 Cuma

CANLI DİNLECANLI DİNLE

Hayat

Ana Sayfa Haber Hayat

'Sağlıklı bir ömür için çözüm; az ve öz yemek'

Son Güncelleme: 8 OCAK 2018 - TSİ 10:00

Az ve öz yiyenlerin, özellikle ellili yaşlardan sonra gıda tüketimini azaltanların sadece ömürleri uzamıyor, onlar aynı zamanda ileri yaşlarda beklenenden daha sağlıklı bir ömür sürebilme şansını da yakalıyor.

Kalori sınırlaması” olarak tanımlanan bu basit beslenme yaklaşımı pek çok merkezde birçok kez denendi, incelendi, hep aynı olumlu sonuçları verdi.

Tavsiye edilen şey şu: Yaşınız ilerledikçe porsiyonlarınızı küçültün. Yüksek kalorili besinlerden uzaklaşın. Şekeri ve unu olabildiğince azaltın. Hayvansal besinler yerine bitkisel besinleri (sebze, meyve, bakliyat ve tam tahıl) tercih edin. Daha uzun, yavaş ve iyi çiğneyin. Daha yavaş yiyin. Öğün aralarınızı açın, çok sık yemeyin.

Mümkünse de günde iki öğünle yetinin. Peki bu yaklaşımın bir sağlık sakıncası olabilir mi? Özel bazı sağlık sorunları dışında ciddi bir sakıncası yok. Bilinen en mühim uzun vadeli sorun kemiklerin güçsüz kalması ki o da ek kalsiyum tabletleri ve yoğurt-peynir ağırlıklı bir beslenmeyle rahatlıkla çözümlenebiliyor.

Kalın bel her gün yürümeden incelmez

“Bel kalınlaşması” ve onun bir tık ötesi sayılan “göbeklenme” problemi yaşı elliyi geçen her iki kişiden birinin kapısını çalabilen bir problem. Farklı sebepleri olsa da birinci nedenin insülin direnci problemi olduğu da kesin. O direnç bir kez devreye girdi mi metabolik süreçler anında altüst oluyor. Kanınızdaki şekeri hücresel enerji kaynağı olarak kullanan sistemler iflas ediyor. Neticede de bedeniniz adeta bir “yağ üretim fabrikası” haline geliyor.

Bu kötü gidişi bloke etmenin iki yolu var. Birincisi insülin üretimini tahrik eden beslenme yanlışlarını bırakmak, yani şekeri, unu/nişastayı olabildiği kadar azaltmak, minimuma yaklaştırmak. İkincisi ise kaslarınızdaki insülin direncini kırmak. Kaslardaki insülin direncini kırmanın yolu ise her gün düzenli yürüyüp yürümediğinizle ve sandalyenize ne kadar bağımlı kaldığınla ilişkili. Ne var ki çoğumuz birinci sorunu çözmeyi biliyor, bu nedenle de yemekten içmekten vazgeçiyor ama sıra aktiviteye, egzersize, yani yürümeye gelince çoğalıyoruz. Oysa kural şu: Her gün yiyorsanız her gün yürüyeceksiniz.

Osman Müftüoğlu / Hürriyet