logo

Hac’da Kadınlardan Çizgiler

İlim, fikir ve gönül önderi merhum Mahmud Esad Coşan Hocaefendi’nin Kadın ve Aile Dergisi’nin Ağustos 1998 nüshası için kaleme aldığı ve Başmakaleler 2 eserinde yer alan başmakalesini istifadenize sunuyoruz:

Sıkı tahditler ve engellere rağmen hamdolsun Rabbimiz bize bu sene de hac ziyaret ve ibadetini nasip eyledi.
Hac, İslâm dîninin, çok değerli, çok hikmetli, çok esaslı ibadetlerinden biri... Fevkalade önemli sosyal yönlere sahip: Tüm dünyanın en zengin, en sıhhatli, en uyanık, en aydın müslümanlarını her sene, insanlık tarihinin beşiği olan bu mukaddes beldelerde bir araya getiriyor; onlara ölümü, kıyameti, mahşeri, hesabı, azabı hatırlatıyor, kulluk görevlerini iyi yapmalarını, birbirleriyle tanışıp yardımlaşmaları gerektiğini ihtar ediyor. Hz. Âdem atamız ile Hz. Havva anamız bizzat kendileri ve onlardan îtibaren daha nice peygamberler buralarda dolaşmış –onlara salât ü selâm olsun–. Yeryüzünde ilk yapılan mâbed Mekke’de, şimdiki Kâbe’nin yerinde imiş. Fevkalade kutsal, nurlu ve feyizli yerler.
Haccın menasik ve merasimlerinde de sonsuz ibret ve hikmetler var; çeşitli imtihanlar, sıkıntılar, meşakkatler, müslümanlar için son derece lüzumlu, faydalı ve eğitici. Bence haccın en başta gelen vasfı sabır ve edep imtihanı oluşu... Kişi, haccının kabulünü istiyorsa çok sakin, çok sabırlı olacak; olanca gücünü toplayarak, yüce Rabbinin onu her zaman görüp gözlediğini, davranışlarını değerlendirdiğini düşünecek, kulluk edeplerine çok dikkat ve riayet eyleyecek; her türlü kötü fiil ve davranışı bırakacak; hatta kalbinden geçirdiği duygularına bile hâkim ve sahip olacak, içinden kötü niyet, kötü fikir, kötü zan gibi menfî şeyleri sürüp çıkaracak; zamanını iyi değerlendirecek, derunî bir vecd içinde ibadet, dua ve zikirle meşgul olacak, çok kimseye ömründe bir kere nasip olan bu imkân ve fırsatları boşuna heba etmeyecek...
***
Hacca gelen kardeşlerime bakıyorum: Elhamdülillâh çok; dünya nüfusunun dörtte birine sahibiz, her kıtadan renk renk, boy boy, çeşit çeşit kardeş. Ah, bir iyi tanışsak ve tam iş birliği kurabilsek! O zaman kimse bizim karşımızda duramaz, bize kötülük edemez, bize kem gözle bakamaz. Ama maalesef birbirimize asırlarca çok ilgisiz kalmışız. Bence hacca giden herkes birçok diğer ülke hacısıyla tanışmalı, adresini almalı, onları ülkesine davet etmeli, mümkünse kendi de onları ziyaret etmeli, devamlı mektuplaşmalı ve onlarla ticarî, kültürel çeşitli iş birliği imkânlarını araştırmalı.
***
Ben, bilhassa Malezya tarafından gelenlerin sakin ve edepli tavırlarına sevgi ve hayranlık duydum. Hanımları tam ve zarif tesettürlü, tepeden tırnağa iyi örtünüyorlar, elleri eldivenli, ayakları çoraplı, başları boyunları kapalı. Onları hiç sert ve ters bir durumda görmedim.
Bizim Anadolu bacılarımız belirli renkte kıyafetleri, grup hâlinde peş peşe, el ele hareketleri, kaybolmamak veya gruptan kopmamak için gösterdikleri tatlı telaşları, iyiliksever, sakin ve olumlu tavırları, samimî, sokulgan konuşmalarıyla, safî ve sade duygu ve dualarıyla dikkat çekiyorlardı.
Yemen illerinde ayakları bilezikli, çok zayıf, eciş bücüş, gariban kadınlarının cefakeş ve yoksul tavırları ise gerçekten yürek burkucu; Mısırlı çok aşırı şişman, devasa hanımların beyaz giysilerle, iki tarafa çalkana çalkana ilerleyerek zorlukla yürüyüşleri; siyah Afrika’nın çevik ve hızlı, rengârenk giyimli kadınlarıyla tatlı bir tezat teşkil ediyor.
Bu sene İranlı hacılar yok; geçen seneler onların baştan ayağa tek parça, genellikle küçük puanlı çarşaflarını arkalarından uçura uçura sağlam yürüyüşleri vardı. Tunus, Cezayir ve Fas hacılarının arkaya salınmış sivri kukulata başlıklı dar pardesümsü açık sarı üst kıyafetleri değişik bir manzara.
Pakistan kadınları genellikle, çok ince pamuklu kumaşlardan dize kadar uzun entari ve dar şalvar giyiyor ve maalesef kol, baş, saç ve göğüs tesettürüne riayet edemiyor. Burunlarına yerleştirdikleri küpe benzeri ziynet eşyaları bize göre enteresan.
***
Hacceden kadınlarda benim hiç aklımın almadığı bir iş, Hacer-i Esved’i öpeceğim diye, erkeklerin arasında o müthiş izdihama girmeye kalkışmaları! Maalesef buna nadir de olsa bazıları teşebbüs ediyor. Allah akıl ve izan ihsan eylesin!
Allah cümlemize İslâm’ın değerini, ibadetlerin hikmet ve esrarını kavramayı, O’na, O’nun istediği tarzda edep ve irfan ile kulluk etmeyi nasip buyursun!