logo

Fransa’da gençler arasında İslam’a bağlılık artıyor

Göçmenlik bir kopuştur. İnsana içe dönüş imkanı veren bir kopuştur.
Göçmen kökenli gruplar, Avrupa'daki sosyolojik araştırmaların favori konusu son dönemde.
En çok da göçmen olmaktan çıkıp, Fransa toplumunun bir gerçeğine dönüşen Müslümanlar üzerine yapılıyor araştırmalar.
Fransa'da gün geçmiyor ki, bir gazete ya da dergi İslami yaşam tarzı ya da artan Müslüman sayısı ile ilgili bir haberi manşetine taşımasın.
Fransız basınında son haftalarda bu haberlere sıkça rastlıyoruz zira kamu kuruluşları ve enstitüler birbiri ardına konuyla ilgili çalışmalar yapıyorlar.
Ortada bir gerçek var. O gerçek de İslam'ın Fransa'da giderek daha fazla görünür ve yaşanır bir yaşam biçimi haline gelmesi...
Önce İçişleri Bakanlığı'nın bir araştırması yayınlandı Le Parisien gazetesi tarafından.
Başka dinlerden Müslümanlığa geçenlerin sayısındaki artış yansıtıldı.
Bir başka araştırma da 2013 yılında yayınlanacak olan bir çalışmanın ipuçlarını yansıttı. Demografik Etüdler Enstitüsü yapıyor araştırmayı.
Le Monde gazetesi tarafından yayınlanan bu haberde, göçmen kökenli Fransız vatandaşları arasında İslam'a bağlılığın arttığı sonucu aktarıldı.
18-25 yaş arası gençler arasında namaz kılma ve İslami kurallara riayet etme oranının fark edilir bir şekilde arttığı tespiti yapılmış.
Fransa'nın farklı kentlerinde yapılan araştırmaların sonucu bu.
Tabi bu aktarım bir müjdeden çok endişe beyanı gibi duruyor satıraralarına bakıldığı zaman. Hatta alarm zili olarak da değerlendirilebilir.
Katoliklerden kilisede ayinlere katılanların oranı yüzde 5 olarak verilirken, Müslüman gençlerden namaz kılanların oranının yüzde 30'a çıktığı belirtiliyor.
Ramazan ayında ise bu oran yüzde 90'lara çıkıyor.
Helal gıdada titizliğin yanısıra dini eğitim ve evlilikte dini kurallara uyanların oranının da artışta olduğu yorumu yapılmış.
Araştırmanın ilginç noktalarından birisi de, gençlerin bu ibadetleri ve dini yaşam tarzını ailelerinden gizlemeye çalışarak yerine getirdikleri şeklinde...
Asıl vurgu da Fransız toplumbilimcilerinin entegrasyon ve laiklikle ilgili tezlerinin çöktüğüne dair.
Bu değişimi sadece sosyoekonomik nedenlerin açıklayamayacağını farklı araştırmalar da teslim ediyor.
Laikliğin anavatanı olan Fransa'da, İslam karşıtı reflekslerin yanı sıra, hem Müslüman sayısı artıyor, hem de gençler arasında ibadet edenlerin oranı.
Kilise ayinlerine katılan Katolikler daha çok yaşlılar iken, Müslümanlar arasında ibadetlerine titizlik gösterenler daha çok gençlerden.
Bu araştırmayı, kendi adımlarımın bu kenti, Paris'in sokaklarını arşınlaması gibi empati yaparak, bir olguya değerek, dokunmaya çalışarak, zihnimde tekrar okumaya çalıştım.
İnsanın içinde bulunduğu zaman fark etmediği, görünmez bağları, kopuşlarla daha da fazla hissedilir oluyor.
Bir üşüme hissi verir bu bağların insanın çevresinden uzaklaşmaya başlaması.
Asıl yokluğuyla varolan kıymetler gibidir bu bağlar.
Entegrasyon derken, sivri tırnaklarını insanın ruhuna geçirip, kanatarak, bir şeyleri koparıp atmaya çalışmak...
Kanayan o yarayı sosyoekonomik ilaçlarla tedavi edemeyeceğiniz için, nedenleri sosyoekonomik koşullarda aramaya kalkmayın.
Manevi dünyada açılan yaraların merhemi de yine maneviyattır ne mutlu ki...
Bütün bu araştırmalar, uzun lafın kısası, bu gerçeğin çevresinde dönüyor duruyor sayfalarca...

Dünya Bülteni/Saadet Oruç