logo

36 trilyon kW’lık enerji denizi

Fosil yakıtların tükenmeye başladığı günümüzde, dünyadaki enerji gereksiniminin karşılanmasında yeni arayışlar artı. Güneş ve rüzgâr enerjisinden sonra şimdi de okyanus ve denizlerde enerji imkanları araştırıyor. Okyanusta, güneşin ısısından yararlanan termal enerji ile dalgalardan ve gelgitlerden yararlanılarak mekanik enerji sağlanabiliyor. Yapılan bir araştırmaya göre; 2020 yılına kadar sadece Amerika Kıtası’nda enerjiye olan talebin yüzde 32 oranında artması bekleniyor. Amerika, bu enerji talebinin yüzde 85‘ini fosil yakıtlarla karşılıyor. Bu nedenle Amerika’nın yenilenebilir, alternatif enerji kaynakları araştırması ve bunlara yatırım yapması yeni bir çaba değil. Bir grup uzman Atlas Okyanusu’ndan elektrik enerjisi elde etmeye yönelik çalışmalarını yoğunlaştırdı. Florida Atlantik Üniversitesi gibi birçok üniversite denizden enerji elde etmek için araştırma yapıyor, çalışmalar yürütüyor. Türkiye’de de ilgili bakanlıklar, akademisyenler ve denizcilik sektörü temsilcileri, deniz rüzgar enerjisi, dalga enerjisi gibi alanlarda ortak çalışma yürütmeyi hedefliyor. Kıyı uzunluğu yaklaşık 8 bin 200 kilometreyi bulan Türkiye için, dalga enerjisinin önemli bir potansiyel oluşturduğu belirtiliyor. Dalga cephesinin gücü, okyanuslar dışında 10- 40 kW/m arasında değişmekle birlikte, Akdeniz kıyıları için bu değer yaklaşık 13 kW/m olarak veriliyor.

ABD’li araştırmacı Elizabeth Stork, dalgaları ve suyu henüz kullanılmayan büyük bir enerji kaynağı olarak görüyor. Florida Atlantik Üniversitesi’ndeki çevre uzmanları Florida açıklarındaki Gulfstream akıntısının gücünü takip ediyor. Akıntının, yenilenebilir enerjide yeni bir kaynak olabileceği ifade ediliyor. Howard Hanson, ”Florida’daki akıntının gücü, çok şiddetli bir fırtınanın oluşturduğu güçle eşdeğer” diyor. Sistemin işleyişi şu şekilde gerçekleşiyor: Akustik Doppler akıntı radarı, okyanusun dikey kesitlerini alıyor. Radar, ses dalgalarını kullanarak her kesitten farklı zamanlarda geçen su hızını ölçüyor. Hanson, ”Radar, rüzgâr hızını belirleyen yöntemi kullanarak akıntıdaki suyun hızını ölçüyor” diyor. Amaç, enerji elde etmede kullanılacak gereçleri denemek için bir platform oluşturmak. Gulfstream akıntısının gücü, yatay rüzgâr türbinleri kullanılarak elektrik enerjisine dönüştürülebilir. Howard Hanson, ”Bir pervaneyi nasıl yenilenebilir rüzgar enerjisiyle çevirebiliyorsanız, aynı pervaneyi denizdeki akıntı gücüyle de çevirebilirsiniz” şeklinde konuşuyor.
Bilim, bir gün okyanusun gücünü kullanmaya başlayabilir ve Gulfstream Projesi, okyanus enerjisini elektriğe dönüştürebilecek teknolojilerden biri olabilir. Yapılan hesaplamalar sonucunda bilim adamları, dalga enerjisinin dünyadaki yıllık potansiyelinin, 36 trilyon kW-h olduğunu tahmin ediyor. O zamana kadar da araştırmacılar okyanus dalgalarının ve gel-gitlerin enerji kaynağı olarak kullanılıp kullanılmayacağını incelemeye devam edecek gibi görünüyor. Öte yandan Deutsche Welle’de yer alan farklı bir makaleye göre dalga enerjisinin geleceği olarak “oyster (istiridye) teknolojisi” görülüyor. Oyster’i geliştiren İskoç şirketi Aquamarine Power’ın Genel Müdürü Martin McAdam, İskoçya’nın kuzeyindeki Orkney Adaları açıklarında bir ‘istiridye’nin deneme amaçlı enerji üretimine başladığını belirtiyor: “15 metre derinliğindeki deniz yatağına yerleştirilen makine, mekanik aksamlı bir kanada sahip. Kanadın dalga gücüyle hidrolik pistonları itmesi sonucunda pistonlardan güç alan türbin enerji üretiyor. Tıpkı bir istiridyenin açıp kapanması gibi…” Enerji üretiminin ve türbinin karada bulunması, Oyster’i dalga gücünden elektrik üreten diğer teknolojilerden ayırıyor. Orkney Adaları açıklarına birkaç ay önce kurulan Oyster tesisi, 800 kW’a kadar enerji üretebiliyor. McAdam, “Bu prototip 26 metre genişliğinde. Yüksekliği ise 15 metreye ulaşıyor. Satışa sunacağımız tesisler aşağı yukarı bu büyüklükte olacak” diyor.
Dünya Gazetesi