logo

Dünya ticareti zorlaşıyor mu?

Dünyada her alandaki son gelişmeler hem olumluyu ve hem de olumsuzu işaret ediyor. Özellikle bir yandan dünya ticaretinin kuralları kolaylaştırılırken; bir yandan da uygulamalara kısıtlar ve korumacılık nitelikli kısıtlar damgasını vuruyor.

Bu konuda öne çıkan önemli bir gelişme şöyle:

Dünya Ticaret Örgütü (World Trade Organisation) bir ilke imza attı. DTÖ, 21 yıldır üzerinde çalıştığı Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması’nın (Trade Facilitation Agreement-TFA) yürürlüğe girmesini sağladı. 164 üyenin üçte iki çoğunluğu 22 Şubat 2017 günü sağlanarak 112 üyenin imzasıyla TFA yürürlüğe girdi. En son Ruanda, Umman, Çad, Ürdün imzalarıyla bu çoğunluk sağlanmış oldu.

Bu anlaşmanın özellikleri nelerden ibaret?...

• Anlaşmanın en tipik özelliği, DTÖ tarihinde ilk çok taraflı anlaşma olması olarak karşımıza çıkıyor.
• Dünyanın dev ülkelerinin imzaları bulunan en geniş katılımlı ticaret anlaşması olarak kabul ediliyor.
• Anlaşma, gümrük tarifelerinde önemli indirimler sağlayacak niteliğe sahip görünüyor.
• Çok sayıda şeffaflık ile ilgili iyileştirme sağlayacak düzenlemelere yer veriliyor.
• Gümrük kapılarında önceden haber verme yoluyla işlemlerde hız sağlanması bekleniyor.
• İş dünyasının çevresinde ayrımcılığı azaltacağı öngörülüyor.
• Anlaşmanın en önemli amaçlarından biri, gümrük işlemlerinde prosedür ya da süreçlerin basitleştirilmesi olarak görülüyor.
• Aynı şekilde dış ticaretin lojistik ve limanlar gibi alt yapısının geliştirilmesine yönelik amaçlar da taşıyor.
• Öte yandan yukarıda da belirtildiği gibi dış ticarette güvenilirliğin artırılması hususu bir başka amacı oluşturuyor.
• Nihayet, şeffaflığın ve yeknesaklığın bu anlaşma ile büyük ölçüde sağlanması hedefleniyor. Şimdi de Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması’nın (TFA) rakamsal beklentilerine bir göz atalım.
• Bu çok taraflı Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması, DTÖ üyesi ülkelerin ticari maliyetlerinde yüzde 14.3 dolayında indirim sağlayacak. DTÖ’nün kendi ekonomistlerinin tahminleri bunu gösteriyor.
• Dünya ticaretinin yıllık hacmi 1 trilyon dolar civarında yükselecek. Ticaret hacminin artması, büyümenin sağlanması ve dolayısıyla küresel düzeyde topyekün refahın artması anlamına geliyor.
• Ticaretin kolaylaşması sayesinde yeni ihracatçı firmalar devreye girecek. Özellikle ticaretin kolaylaştırılması yönündeki düzenlemelerin veya kuralların, yeni ihracatçı firmaları artıracağı bekleniyor.
• Aynı şekilde ihracatçı firma sayısında artışa paralel olarak ihraç ürünlerinin sayısında da yüzde 20 dolayında artış olacak. Bu artış oranı gelişmiş ülkelerin ihraç ürünlerinde yüzde 35’e kadar yükselecek. Yani ihraç ürünlerinin sayısında da artış öngörülüyor.
• Gümrüklerde geçirilen süreler ithalatta 1.5 gün iken yeni düzenlemeler sayesinde süreler yüzde 47 dolayında azalacak.

Aynı şekilde ihracatta geçirilen süreler de yaklaşık 2 günden 1 güne düşecek. Türkiye’nin de taraf olduğu ve geçen yılın başında kanunlaştırdığı bu anlaşma, gerçekten önemli gelişmelere imkan sağlayacak düzenlemeleri içeriyor.

Ancak; bir yandan da aksi yönde gelişmeler var.

DTÖ’nün bizzat teşvik ettiği bölgesel ekonomik entegrasyonların, günümüzde giderek gücünü yitirmeye başladığı ve hatta onun yerini ulusal korumacılık reflekslerinin aldığı anlaşılıyor.

Örneğin; her ne kadar bu gelişmeler Türkiye için olumlu gibi gözükse de; ABD ile AB arasında uzun süredir müzakereleri devam eden Transatlantık ve Ticaret Yatırım Ortaklığı Anlaşması’nın ABD tarafından askıya alındığı görülüyor. Yani ABD’nin bu anlaşmaya sıcak bakmadığı biliniyor. Aynı şekilde ABD’nin Çin’e uygulamak istediği ve sürekli olarak gündemde tuttuğu ticaret engelleri de dikkat çekiyor.

Yani ABD gibi büyük bir pazar ekonomisinin böyle müdahaleci ve korumacı refleksleri, DTÖ’nün Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşmasının etkinliğini tartışma konusu yapıyor.

Bu arada AB’nin Türkiye’ye uyguladığı Gümrük Birliği müzakerelerini askıya alma kararı da bir başka müdahaleci veya yasakçı tavrı ortaya koyuyor.

İşte bir yandan uluslararası düzeyde ticaretin kolaylaştırılmasına yönelik yeni düzenlemelere bakarak umutlanırken; bir yandan da ülkelerin münferit uygulamaları ve tarife dışı engelleri ile bu umutlar umutsuzluğa dönüşüyor. Sonuçlarını bekleyip göreceğiz…

Prof. Dr. Nevzat Saygılıoğlu / Dünya