21 Cemaziyelevvel 1446 | 23 Kasım 2024 Cumartesi

CANLI DİNLECANLI DİNLE

Güncel

Ana Sayfa Haber Güncel

Nice Mübarek Ramazanlara, Nice Mes'ud Bayramlara

Son Güncelleme: 3 HAZİRAN 2019 - TSİ 17:55

İlim, fikir ve gönül önderi Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocaefendi’nin başyazısını Ramazan Bayramı vesilesiyle istifadenize sunuyoruz...

Zevkli, şevkli, feyizli, nurlu mübarek bir ay geçirdik: Onbir ayın sultanı, mah-ı gufran: Ramazan! Mutlu ve mübarek bir bayrama doğru gidiyoruz.

Ümmet olarak sevindik, nurlandık, coştuk; camilere, ibadetlere koştuk, çok hayırlar işlemeğe çalıştık. İbadet ve taatlarımızı rahim ve kerim Rabbımız, eksik ve kusurlarına rağmen, lütuf ve keremiyle ahsen ve etem olarak kabul buyursun! O'nun ulu şanına şayeste ve yüce dergahına layık ibadet ve a'mal-ı salihayı yapmaya kim takat getirip, güç yetirebilir ki! Hem bizim aciz ve naçiz ibadetlerimiz, O'nun sonsuz ihsan ve engin rahmeti, hadsiz ikram ve sayısız nimetleri karşısında ne kıymet ifade eder ki!

Oruçlarımızda, namazlarımızda, kıraat-ı Kur'an- Kerimlerimizde, hatimlerimizde, zikr ü tesbihlerimizde, hayrat ü hasenatımızda muhakkak ki nice nice hatalar, yanlışlar, kusurlar, noksanlar, gafletler, zelleler, ihmaller kabahatlar, bi edeplikler... vakı olmuştur, avf et ya Rabbi, günah ve noksanımıza bakma; bizi haybet ve hüsrana uğratma; reddedip, mahrum kılıp ağlatma; lütfuna erdirip yüzümüzü güldür, müjdeyle beşarete erdirip sevindir, bayramımızı katmerli bayram eyle, sevincimizi hakiki sevinç, kazancımızı ilahi kazanç eyle!

Biz ettik anı ki bize yaraşır

Sen eyle anı ki sana yaraşır!

Bizden isyan, senden ihsan!

Bizden dua, senden icabet;

Biz diken ektik, sen gül derlet ya Kerem kanı, ya men iza duiye ecabe ve iza süile a'ta!

Ne mutlu, ibadetlerini ihlasla, hudu ve huşu ile, takva ve vera ile ifa edenlere! Namazlarını aceleye ve gürültüye getirmeyip, ta'dil-i erkana riayet eyleyenlere!

Ne mutlu oruçlarını güzel tutanlara; harama bakarak, gıybet ederek, dedikodu yaparak can yakarak, kalp yıkarak, edepsizlik ve ahlaksızlıklara bulaşarak zedeletmeyen, heba ettirmeyenlere!

Ne mutlu Ramazan'ın son on günün camilerde i'tikaflara girip, halvetlerde diz çöküp, tenhalarda göz yumup, boyun büküp, zikr ü fikr ile gece ve gündüzlerini ihya edenlere!

Ne mutlu nefsini "emmare"likten kurtarıp, "mutmeinne"liğe eriştirenlere; nefsini zabt ü rabt a alıp vücud iklimine akl-ı selim sultanının hakim kılan, şeytanı yenip, onun mel'un ordusunu münhezim ve perişan eyleyen, ahlak-ı habise ve seyyie ve kabihayı bırakıp; ahlak-ı hamide ve hasene ve kerime ve makbule ile muttasıf ve müzeyyen olanlara!

Ne mutlu ayet-ı kerime ve ehadis-i şerifeleri, vaz ü nasihatleri, öğüt ve ikazları, işaret ve irşadları dinleyip, anlayan, anlayıp uygulayan, güzel uygulayıp büyük ecir ve sevaplar kazananlara!

Ne mutlu Ramazan-ı Şerifte kazandığı melekliği, Ramazan'dan sonra şeytanlığa döndürmeyen, hidayetten sonra dalalete sapmayan, uyandıktan sonra tekrar gaflete dalmayan, sevaplı işleri terk edip günahlara bulaşmayan, Allah'la ahdine sadakat gösterip, vefasızlık etmeyen, basiret i açıldıktan sonra tekrar körlüğe düşmeyen, sebatlı, vefalı, sabırlı, azimli, kararlı, istikrarlı, mü'minlere!

Peygamberimiz Muhammed-i Mustafa aleyhi ve ala alihi efdal-üs- salavati ve ekmel-üt-teslimat efendimiz hazretleri bildiriyor ki:

"Kulun Ramazan'daki ibadetlerinin, Allah indinde makbul olmasının alameti kulun hüsni halinin Ramazandan sonra da bozulmadan devam etmesidir. Eğer kul Ramazandan sonra gene iyi müslüman ise, gene ibadet ve taatlerine aynı titizlikle, aynı zevk ve şevkle devam edebiliyorsa; demek ki ibadetleri kabul olmuş, demek ki manevi maya tutmuş, fidan toprağa kök salmış, kurumamış, yaşıyor; demek ki yapraklanacak, çiceklenecek, meyva verecek inşaallah!

Yüce Mevlamız sizi ibadetleri makbul olanlardan, dünya ve ahirette maksud ve muradına erenlerden eylesin!

İyd-i said-i fıtr'ınızı can u gönülden tebrik eder, nice nice yıllara sevdiklerinizle birlikte sıhhat, afiyet, saadet, selamet ve devletle ulaşmanızı nice nice kutlu Ramazanlara, mutlu bayramlara erişmenizi temenni ve niyaz eylerim. 

İslam Mecmuası / Nisan 1992