Sabah Gazetesi köşe yazarı Süleyman Yaşar sürekli yükselen altın fiyatlarının geleceğini analiz etti. İşte Yaşar'ın 'Altın fiyatları ne olacak?' başlıklı yazısı:
Dünya para sistemine güven azalınca, insanlar güvenilir bir liman olan altına sığınıyor ve altının fiyatı artıyor. Yıl başında bir onsu (31.1gr) Londra piyasasında 1.598 dolar olan altının bu yıl 28 Şubat'ta onsu yine Londra'da 1.781 dolara kadar yükseldi. Fakat ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke'nin geçen hafta yaptığı ABD ekonomisiyle ilgili olumlu açıklamaların ardından altın fiyatlarında hızlı gerilemeler başladı ve dün altının onsu küresel piyasalarda en yüksek 1.683 dolardan işlem gördü.
Peki bundan sonra altının fiyatı ne olacak? Standard Chartered bankasına göre, altın ons fiyatı 2012'nin son çeyreğinde 1.975 dolar olacak. Ardından 2013'de bir ons altın fiyatı 2.150 dolarla 2.180 dolar arasında seyredecek. BNP Paribas'nın tahmine göre ise bir ons altının fiyatı 2012'de ortalama 1.810 dolar seviyesinde olacak. Bu arada hemen altın fiyatlarının gerileyeceğini düşünenlerin de bulnduğunu hatırlatalım, Morningstar veri sağlayıcısı, mesela altının bir onsunun uzun dönemde 1.200 dolara kadar gerileyeceğini tahmin ediyor. Bu senaryoya göre, merkez bankaları, altını ABD'nin yüksek kamu borcu ve doların güven kaybına bağlı bir sigorta olarak portföylerinde tutuyorlar. Fakat uzun dönemde merkez bankaları toplam rezervleri içinde altın miktarı yeterli hale geleceği için yüksek fiyatlardan daha fazla altın almak istemeyecek ve bu nedenle altın fiyatları gerileyecek.
Bir örnek verirsek... Çin Merkez Bankası 1.1 trilyon dolarlık ABD Hazine bonosu yanında sadece bu miktarın yüzde 1.8'i kadar altın rezervi tutuyor. Dolayısıyla altın rezervlerini artırması mantıklı görünmüyor. Ayrıca gelişmekte olan ülkeler rapor ettikleri toplam resmi rezervlerinin yüzde 13.9'unu altın olarak bulunduruyor. Bunun daha fazla artması rezerv çeşitliliğini sınırlayabilir düşüncesi var. İşte bu da farklı bir görüş olarak gündemde tutuluyor.
Tabii bu görüşlere karşı gelişmekte olan ülkelerden Meksika, G.Kore, Tayland ve petrol üreticisi ülkelerin merkez bankaları altın almaya devam ediyorlar. Bu nedenle 2000 yılında 3.800 ton olan küresel altın talebi 2011'de 4.070 tona yükseldi.
Gelelim altının bir tasarruf aracı olarak saklanmasına... Altın fiyatlarının 1980'de yaptığı 850 dolarlık tepe seviyesi dikkate alınıp son 32 yıllık enflasyon oranlarıyla bu güne getirilirse, bir ons altının fiyatının 2.275 dolar olması gerekiyor. Dolayısıyla 1980'de yüksek fiyattan altın alıp saklayanlar, enflasyona yenilmiş görünüyor.
Peki tasarrufların belirli bir kısmını altın olarak tutmakta fayda var mı? Var. Çünkü küresel ekonomide 1971'de doların altınla bağının koparılmasının ardından güvenilir bir para sisteminin henüz adımları atılamadı. Hem ABD doları hem de Avrupa Para Birimi euro, ülkelerin yüksek kamu borçları ve bütçe açıkları nedeniyle güven vermiyor.
Eğer mevcut para sistemi çökerse, elinde altın olan ülkeler, yeni para sisteminin kurulmasında önemli rol oynayacak. İşte bu nedenle gelişmekte olan ülke merkez bankaları ellerinde altın bulundurmaya devam edecek. Dolayısıyla bireylerin düşük miktarda da olsa tasarruflarının bir kısmını altın olarak bulundurması gerekiyor. Eğer altını saklama sorunu yaşayanlar varsa, fiziki altın olmasa bile altına yönelik menkul kıymet tutmalarında fayda var.
SABAH