Fukuşima felaketinin ardından Japonya 54 nükleer santralından 52’sinin faaliyetini durdurdu. Japonya’da, bu yaz halka açık tartışma ile yeni enerji politikası belirlenecek.
Yarın, Japonya’da 11 Mart’ta meydana gelen 9 büyüklüğündeki depremin ve ardından gelen tsunaminin yıl dönümü... Deprem ve tsunami ile Fukuşime Daiichi nükleer santralında oluşan felaket, Japonya’da enerji politikasının sorguanmasına neden oldu.
Nükleer enerji sektöründe dünyanın bir numarası olan Japonya, enerji politikasını sil baştan ele alıyor. Fukuşima’daki radyasyon sızıntısı sonrasında Japonya, 54 nükleer santralının 52’sinin faaliyetini durdurdu. Tokyo’da görüştüğümüz Japon yetkililer, artık yenilenebilir enerjiye odaklanacaklarını anlattı.
Yüzde 30 nükleer enerji
Kamu İşleri Bakan Yardımcısı Noriyuku Shikota’nın aktardıklarına göre Japonya’nın enerjisinin yüzde 30’u nükleer enerjiye, yüzde 9’u yenilenebilir enerjiye dayanıyor. 11 Mart 2011’deki felaketin öncesinde 2030’a kadar nükleer enerji oranının yüzde 52’ye çıkarılması, 14 yeni santral daha yapılması planlanıyordu. Ancak felaketin ardından halktan gelen tepkileri göz önüne alan Japon hükümeti bu planı iptal etti, nükleer enerjiye bağımlılığı azaltma kararı aldı.
‘Artık yeni nükleer tesis kurmanın siyasi olarak zor olduğunu’ vurgulayan Shikota, geçici olarak kömür ve doğal gaz ihracatlarını artırdıklarını, enerji tasarrufuna gittiklerini söyledi.
Hükümetin yeni planlarını detaylandıran Dışişleri Bakanlığı Basın Sözcüsü Masuru Sato, ‘enerji alanında karışım yaratarak endüstriyel bir devrime gideceklerini’ söyledi. Bu plan çerçevesinde Japonya güneş ve rüzgâr enerjisini artırma çalışmalarına başladı. Fukuşima sahillerine rüzgâr tribünleri yerleştirme kararı alındı. Japonya’nın bir diğer kaynağı ise jeotermal enerji olacak.
Halkla beraber karar verilecek
Araştırmalara başladıklarını anlatan Sato, “Biz deprem ülkesiyiz. Özellikle doğu bölgelerimizde volkanlar bulunuyor. Bu da magma demek” diye konuştu. Sato, yaza kadar enerji konusunda bir taslak hazırlanacağını ve bunun seminerler ile halka açık bir tartışma ile karara bağlanacağını söyledi. Kapanan nükleer santralların kaderi de bu tartışma sonucunda belli olacak.
Milliyet