Türkiye doğal kaynakları açısından önemli bir potansiyele sahip. Üretilen madensel kaynak çeşitliliği açısından, Türkiye 152 ülke arasında, 29 maden türünde yapılan üretim baz alındığında 10. sırada yer alıyor. Ancak üretici ülkelerin dünya pazarı içi payları sıralamasında yüzde 0.16 oranı ile 52.sırada. Uygulanan yanlış politikaların, sonucunda yatırımı değil rantı teşvik ettiği görülüyor.
Madencilik milli servet olmasına rağmen ülkemizde bulunan madenler yabancı şirketler tarafından ne yazık ki talan ediliyor. Dünya bor rezervlerinin yüzde 72'sine sahip olan Türkiye, bor üretiminden yüzde 7 oranında ve sadece ham madde olarak yararlanıyor. Bu oranda bazı yabancı şirketlere verilen imtiyazlarla elde edilmiş durumda.
ŞİRKETLERDE TAPU SAHİBİ OLABİLECEK
Türkiye var olan madenlerini işleyemez durumda. İşlemesi için bile yabancı şirketlerle ortaklık kurmak zorunda kalıyor. Tapu Kanununda değişiklik öngören 5782 sayılı kanunun Anayasa Mahkemesi tarafından da onaylanmasıyla birlikte yabancılara toprak satışının önündeki bütün engeller kalktı. Artık yabancı gerçek kişilerin yanı sıra yabancı ülkelerde kendi kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip yabancı şirketler de tapu sahibi olabilecek. Yabancı şirketler, bugüne kadar işletmesini aldıkları şirketlerin, limanların, madenlerin, enerji tesislerinin, derelerin, meraların ve ormanların tapularını alabilecek. Yabancı şirketler, bugüne kadar "milli değer" sayılan maden alanlarının 22, 49 ya da 99 yıllığına işletme hakkını alabiliyordu.
ORMANLAR, MERALAR DA GİDİYOR
Ülkemizde yabancıların eline geçen maden alanları ise ülkemizin pek de azımsanmayacak kadar bir bölümünü yani yüzde 17-19'u civarında bir alanı kapsıyor. Bütün bu maden alanları ormanlarımızın bulunduğu sahaları da içine alıyor. Böyle olunca orman alanlarımızda yabancı maden şirketlerinin işletme ruhsat alanlarının kapsamı altına giriyor.
Milli Gazete