logo

AB ile vize pazarlığı

Türkiye’nin Avrupa Birliği ülkelerinde vizesiz seyahat hakkı için sona gelindi. Görüşmelerde en kritik karar Fransa’nın olacak.

Türkiye'nin Avrupa Birliği'yle ilişkilerde uzun süredir öncelikli gündem maddesi olarak belirlediği ve müzakere sürecinden bile daha önemli görmeye başladığı vize muafiyeti konusunda Brüksel'de umut ışığı doğdu. Avrupa Birliği ve Türkiye, vize muafiyeti ve AB'nin yasadışı mülteciler için istediği geri kabul anlaşması konusunda restleşmeye devam ederken dönem başkanı Danimarka düğümü çözmek için önemli yol aldı. AB'nin birçok ülkesi prensipte vize muafiyetine onay verirken Fransa kilit ülke oldu.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu gelişmeleri yakından izlerken geçen hafta AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle'yle konuyu detaylı bir şekilde masaya yatırdı, AB Komisyonu'nun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Cecilia Malmström'le de telefonla görüş alışverişinde bulunuluyor. Komisyon kanadı Türkiye'ye destek verirken dönem başkanı Danimarka da yoğun ve samimi bir çaba içinde üye ülkeleri ikna etmeye çalışıyor.
Daha önce vize muafiyetini tartışmaya açmak bile istemeyen ülkeler arasında olan Avusturya, Almanya, Hollanda gibi ülkeler "muafiyet perspektifi olmaksızın Türkiye'nin geri kabul anlaşmasını imzalamayacağını" anladıklarından tutumlarında belirgin bir değişikliğe gitti. Gelinen aşamada sorun yaratan ve AB Daimi Temsilciler Komitesi'nde (COREPER) gündeme gelen metne onay vermeyen iki ülke kaldı. Rum Kesimi, her zamanki gibi "anlaşmanın tüm üye ülkeler için ayrım yapılmadan uygulanacağı konusunda" atıf talep ettiği için onay vermezken Fransa, değişen yönetim nedeniyle şu aşamada pozisyonunu netleştirmekte zorlanıyor. Danimarka, bir an önce sonuç alınabilmesi için her iki ülkeyle de gayriresmi formatta temas halinde.
Daha önce yaşadığı kötü tecrübeler nedeniyle ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olan Türkiye gibi AB de Fransa'nın son kararını bekliyor. Nicolas Sarkozy döneminde Paris olumsuz bir tutum içindeydi ancak yeni Cumhurbaşkanı François Hollande'ın daha makul bir tavır takınıp yeşil ışık yakma ihtimalinin yüksek olduğu belirtiliyor. Gerek AB gerekse Türk tarafı, Fransa'da 17 Haziran'da düzenlenecek olan parlamento seçimleri öncesinde Paris'in adım atmasını beklemese de bir son dakika gelişmesine kimse kapıyı kapatmıyor. Fransa'nın olası bir olumsuz kararı tüm süreci tıkama, olası bir olumlu kararı ise irili ufaklı tüm sorunları giderme yolunu açma potansiyeli taşıması açısından büyük önem taşıyor.
Milliyet