Bilişim teknolojisi 'siber zorbalık' adı verilen yeni bir şiddet türü doğurdu. Uzmanlar, bunun geleneksel şiddet kadar tehlikeli olduğunu belirtirken "Öfke, endişe, yalnızlık, depresyon ve intihar etme gibi ciddi sorunlara yol açabilir" uyarısında bulunuyor.
Bir gazetenin haberine göre web siteleri, anlık mesajlaşma, bloglar, sohbet (chat) odaları, cep telefonları, elektronik posta gibi araçlar vasıtasıyla bireylerin tehdit edilmesi veya cinsel objeler içeren resim ve mesajların gönderilmesi olarak tanımlanan 'siber zorbalık' ürkütücü bir şekilde artıyor.
Siber zorbalıkla ilgili bugüne kadara yapılan en kapsamlı araştırma bu endişeyi doğruluyor. İstanbul Üniversitesi (İÜ) Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı'ndan Dr. Hüseyin Serin, tez çalışmasıyla ilköğretimdeki siber zorbalığı masaya yatırdı.
Talim Terbiye Kurulu Eski Başkanı ve İÜ Eğitim Bilimleri Bölümü Başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan danışmanlığında yapılan 'Ergenlerde Siber Zorbalık, siber Mağduriyet Yaşantıları ve Bu davranışlara İlişkin Öğretmen ve Eğitim Yöneticilerinin Görüşleri' başlıklı araştırma okullardaki yeni tehlikenin boyutlarını gözler önüne serdi. Araştırma, İstanbul genelinde 74 ilköğretim okulunda 5.,6.,7. ve 8. Sınıflarında eğitim alan 4291 öğrenciyle çoğu müdür ve müdür yardımcısı 916 öğretmenle yapıldı. Öğrencilerin 2226'sını kız 2065'ini erkekler, eğitimcilerin 506'sı kadın 410'unu erkekler oluşturdu.
GÜNDE 5 SAAT İNTERNETTE
Araştırmadan çıkan sonuçlar oldukça düşündürücü. Öğrencilerin yüzde 67'si kendilerine ait bir bilgisayarının olduğunu, yüzde 57'si kendilerine ait bir cep telefonuna sahip olduğunu belirtti. Yüzde 83'ü interneti kullanmakta ve çoğunluğu internete evden bağlanıyor. Öğrencilerin interneti kullanma sıklıklarına bakıldığında yüzde 42,8'inin günde bir saatten az, yüzde 37,8'inin günde 1-2 saat, yüzde 9,7'sinin günde üç-dört saat ve yüzde 9,7'sinin günde beş saat ve daha fazla internette zaman geçirdiği görüldü.
Öğrencilere yöneltilen "İnterneti ne amaçla kullanıyorsunuz?" sorusuna verilen cevaplar şöyle: "Yüzde 35,3 araştırma ve ödev, yüzde 20,6 sohbet, yüzde 15,7 oyun, yüzde 10,6 e-posta."
Araştırmaya göre, öğrencilerin yüzde 32'si siber zorbalığa bir şekilde karışıyor. Yüzde 14,73'ünün siber zorbalık yaptığı, yüzde 17.10'unun siber mağdur oldukları ve yüzde 5.31'inin hem siber zorba hem siber mağdur olduğu tespit edildi.
ERKEKLERDE DAHA FAZLA
Çalışmada kız öğrencilerin erkekler öğrencilerden hem daha az siber zorbalık davranışlarında bulunduğu hem de daha az mağdur olduğu anlaşıldı. Öğrencilere, "Bugüne kadar internet ve cep telefonunu kullanarak başkasına zarar veren davranışlarda bulundun mu?" sorusu yöneltildi. Yüzde 8,4'ü "Bir kez yaptım" derken yüzde 6,3'ü "Birden çok kez yaptım" cevabını verdi.
BAZI ÖĞRENCİLER GİZLİYOR
"Bugüne kadar başkası sana internet ve cep telefonunu kullanarak zarar veren kötü davranışlarda bulundu mu?" sorusunu, yüzde 17.1'i "Evet" diye yanıtladı. Yüzde 21'i okuldaki arkadaşlarının siber zorbalığa şahit olduğunu beyan etti. Öğrencilerin internet ve cep telefonu üzerinden kendilerine kötü bir davranışta bulunulduğunda bunu yakınlarındaki insanlara söyleme davranışları incelendiğinde, yüzde 53.3'ünün öğretmenine, yüzde 46.6'sının müdür ya da müdür yardımcısına, yüzde 56.1'inin arkadaşlarına ve yüzde 76.3'ünün de anne ya da babasına söyledikleri görüldü.
EĞİTİM ARTTIKÇA YÜKSELİYOR
İnternete internet kafeden giren öğrenciler ile günde 5 saat ve daha fazla daha fazla bağlanan öğrencilerin daha fazla siber zorbalık davranışları göstermeleri dikkat çekti. Ailedeki eğitim seviyesi arttıkça siber zorbalık uygulama durumu da o oranda artıyor. Yani annesi master / doktora düzeyinde eğitimli olan çocuklar, annesi ilköğretim mezunu olan çocuklardan, babası sadece okur-yazar olan çocuklar ile babası ilköğretim mezunu olan çocuklardan daha fazla siber zorbalık davranışları gösteriyor. Anne-babalarıyla konuşan öğrenciler hem daha az siber zorbalık davranışlarında bulunmakta hem de daha az siber mağdur oluyor. Ayrıca düşük sosyo-ekonomik çevredeki okulda okuyan öğrencilerin orta ve üst sosyo-ekonomik çevredeki okullarda okuyan öğrencilerden daha fazla mağduriyet yaşadıkları öğrenildi.
ÖĞRETMENLER DE MAĞDUR
Yönetici ve öğretmenlere ilişkin bulgular da bir hayli çarpıcı. Okul yöneticilerinin yüzde 6.3'ünün, öğretmenlerin yüzde 7.6'sının siber zorbalığa uğradığı belirtildi. Buna rağmen öğretmenlerin sadece yarısı 'siber zorbalık' kavramını biliyor. Okul yöneticilerinin yüzde 53.2'si öğretmenlerin yüzde 50.5'i okullarındaki öğrencilerin siber zorbalık yaptıklarına şahit olduklarını ifade etti.
ÖNLEM ALINMIYOR
Okul yöneticileri ve öğretmenlere göre siber zorbalık en fazla sekizinci sınıflarda görülüyor. Buna rağmen okul yöneticilerinin yüzde 51.7'si siber zorbalığa karşı herhangi bir önleyici çalışmada bulunmuyor. Siber zorbalığa karşı herhangi bir önleyici çalışmada bulunan okul yöneticilerinin en fazla yaptıkları önleyici çalışmaların başında, öğrenci ve velileri bilgilendirmek olduğunu anlaşıldı.
İZİNSİZ FOTOĞRAF PAYLAŞIMI
Okul yöneticilerine öğrencilerden şahit oldukları siber zorbalık davranışlarından en fazla görülen ilk üç davranışı yazmaları istendiğinde şu sonuçla karşılaşıldı: Küfürlü yazışmalar (yüzde 16.09), alay etmek (yüzde 11.42), izinsiz fotoğraf ve video paylaşımı (yüzde 11.42).
NORMAL ŞİDDETTEN DAHA ZARARLI
Araştırmayı yapan Dr. Hüseyin Serin eğitim kurumları içinde siber zorbalığın, geleneksel okul zorbalığından daha fazla tartışılması gereken bir konu olduğunu söyledi. Siber zorbalığa maruz kalan ergenlerin birçok yönden olumsuz etkilendiğini belirten Serin, "Siber zorbalık davranışlarına maruz kalan ergenlerde sosyal ilişkide bozulma, okuldan kaçma, üzüntü, öfke, endişe, akademik başarısızlık, okul devamsızlığı, yalnızlık, depresyon ve intihar etme gibi ciddi sorunlar görülüyor" dedi.
Dünya Bülteni