Ortalama yaşam süresi her geçen yıl uzayan Türk halkına "yaş" ayarı geliyor. Yaşlı nüfusunun artması ile ömür süresinin uzamasına yönelik araştırmalara paralel olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da "yaşlılık yaşı"nı yeniden belirlemek için çalışma başlattı.
Artık Türk nüfusu için 60 yaş, yaşlı kabul edilmeyecek. Yaşlılık yaşı 65'e çekilecek. Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen planlamada, özellikle Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) belirlediği yaşlılık sınırı ile Türkiye'de gerçekleştirilen nüfus araştırmaları baz alınıyor. DSÖ, yaşlılık yaşını "65" olarak tanımlıyor. Türkiye'de emeklilik de dahil olmak üzere pek çok alanda bu yaş sınır kabul edilse de, araştırmalar, bazı uygulamalar ve çeşitli literatür tanımlamalarında uzun yıllardır yaşlılığın sınırı "60" yaş olarak çiziliyor. Öncelikle yaşanan kavram çatışmasına netlik kazandırmak ve yaşlılığın tanımını daha açık bir düzleme kavuşturmak için başlatılan uygulamada, 60 yaş olarak bilinen yaşlılık sınırı 65'e çekilecek. Bunun temel dayanağını Türk halkının son 5 yılda ortalama 3 yıl uzayan yaşam süresi oluşturuyor. Yaşlılığı tanımlayan sürenin 65 yaşa çekilmesi başta çeşitli istatistiksel çalışmalar, TÜİK gibi kurumların yaptığı araştırmalar ile literatürde kullanılan tanımlamaları etkileyecek.
DSÖ DE "65" DİYOR
Düzenlemenin vatandaşlara doğrudan yansıması ise Aile Bakanlığı'nın yaşlılara yönelik yürüttüğü uygulamalarda hissedilecek. Yaşlıların huzurevleri ile bakım merkezlerine kabulünde aranan 60 yaş ve üstü sınırının da bu düzenleme sonrasında değişme ihtimali bulunuyor. Yaşlılık kavramı genel olarak aile döngüsünün 8'inci evresine denk geliyor. Toplumda kimlere "yaşlı" denildiği, kültürel yapıya ve zamana göre farklılık gösterebiliyor. DSÖ, yaşlılık yaşını 65 olarak tanımlarken, 60 grubunu "genç yaşlı" olarak kabul ediyor. 75 ve sonrası ileri yaşlılığın, 90 ise ihtiyarlığın başlangıcı olarak gösteriliyor.
Sabah