logo

Üretime değil, konuta yatırım yapıyoruz

Ekonominin esası üretimdir. Üretim olmadan  gelir olmaz. Büyüme olmaz. Üreteceğiz ki insanlara iş imkanı oluşturulsun.Üreteceğiz ki döviz kazanalım. Alt yapı ve konut yatırımları da  ekonomiye  canlılık verir. Ama ekonomide devamlı büyümenin önünü açamaz.
Türkiye'de tasarruflar az. Türkiye'de ekonomik  büyüklükte sanayi yatırımı -döviz fabrikası- yapamıyoruz.
Tasarruf açığını kapatmak için kapıları açtık. Oluk oluk döviz giriyor. Giren dövizler ile yatırım yapmıyoruz. Dövizler faiz için, borsa için  ülkeye giren dövizler.
Sanayi yatırımı, fabrika, üretken yatırım yapılamamasının nedeni talebin olmaması. Taleb olmadığı için yerlisi de yabancısı da yatırım yapmıyor.
Olan talep ise ucuz ithalat ile karşılanıyor.
Ülkede  bir rant fırtınası esiyor. Kıt tasarruflar, hatta döviz kaynakları ranta yöneldi.
Örnek :
- İstanbul'un yeni hava alanı projesinin yeri belli olunca çevresinde arsa fiyatları artmış. Yap-satçılar hemen harekete geçmiş. Daha önce benzerini Formula 1 pisti çevresinde, Sabiha Gökçen havaalanı çevresinde yaşadık.
- Türkiye'nin önde gelen sanayici, üretici sermaye grupları, otoyol ve köprü özelleştirmeleri için  ortaklıklar oluşturuyor. Sanayiciler, sanayiye yatıracakları kaynakları rant arayışında kullanmaya hazırlanıyor.
Kamu kesimi rantı, inşat yatırımlarını teşvik ediyor.
-Kentsel dönüşümde toplam 6.5 milyon konutun yıkılıp yapılması hedef alınıyor.
-Meralar, askeri bölgeler, İMKB'nin arazisi konut yapımı için TOKİ'nin emrine veriliyor.
-Taksim yeni baştan yapılıyor.
-Gündemde 3.Köprü ve Yeni Boğaz Projesi var.
Bu tür yatırımlar ile  dış borçları ödeyemeyiz. Dış borçlar her yıl artar.
Önümüzde İspanya örneği var. Yatırım stratejimizi gözden geçirmeye mecburuz.
Paranın en fazla getiri sağlayacak alana kayması doğaldır. Ama paraya yön verecek olanlar ekonomi politikalarını yapanlardır.

TEVFİK GÜNGÖR/Dünya