AB'nin Bosna Hersek Yüksek Temsilcisi Valentin İnzko, Bosna Hersek'e ilişkin 6 aylık gelişmeleri içeren raporunu BMGK'ya sundu. AB'nin Bosna Hersek Yüksek Temsilcisi Valentin İnzko, Bosna Hersek'in toprak bütünlüğüne yönelik Bosna Sırp Cumhuriyeti liderlerinin söylemlerinin uluslararası toplum tarafından ciddiye alınması gerektiğini söyledi.
İnzko, Barış Antlaşmasına yönelik tehditlerde artış olmasından dolayı endişeli olduğunu kaydederek, bu durumun Bosna Hersek'in egemenliğini ve toprak bütünlüğünü tehdit ettiğini dile getirdi.
Bosna Sırp Cumhuriyeti liderliğinin ayrılıkçı söylemlerine ilişkin daha önce de raporlar sunduğunu ifade eden İnzko, bu söylemlerin son 6 ayda daha da arttığına dikkati çekti.
Yazılı raporunda bu retoriğe ilişkin örnekler sunduğunu belirten İnzko, "Bosna Hersek'ten nefret ettiğini ve bir an önce bölünmeyi istediğini söyleyen önemli bir politikacıya nasıl cevap verebilirsiniz" diye konuştu.
İnzko bu söylemlerin siyasi ve seçimlere yönelik olduğunu söylemenin mümkün olmadığını kaydederek, bu sözlerle yıllar içinde devletin ve kurumların işlerliğinin erozyona uğratıldığını ifade etti.
İnzko, "Devletin bütünlüğüne yönelik sınamalar ve özellikle Bosna Sırp Cumhuriyeti liderlerinin ayrılıkçı söylemleri, 1990'lı yıllar da yaşananlar da gözönünde bulundurularak ciddiye alınmalıdır. Bu sınamalar Avro-Atlantik entegresyonu hedefinin tümüyle karşısındadır. Tecrübeli politikacıların iyileşmekte olan yaraları açmak yerine ülkenin AB ve NATO'daki geleceğine odaklanmalarının zamanı geldi" dedi.
Bosna Hersek'in bölgedeki diğer ülkelerin gerisinde kalmayı sürdüremeyeceğine vurgu yapan İnzko, bu durumun sosyoekonomik ve siyasi sonuçlarının "korkunç" olacağını savundu.
"Bosna Hersek'in egemenliği ve geleceğine ilişkin sorgulamalar sonlandırılmalı" diye konuşan İnzko, "Uluslararası toplum bu tehditlere hoşgörüyle yaklaşmamalı. Böylece Avro-Atlantik bölgesine barış ve istikrarı ulaştırma hedefi desteklenmiş olacaktır" ifadesini kullandı. Bosna Hersek'in AB ve NATO üyelik süreçlerini de değerlendiren İnzko, ülkenin iç istikrarını sağlayamaması nedeniyle NATO ve AB üyelik süreçlerinde diğer ülkelerin gerisinde kaldığını belirtti.