Halk Sağlığı Müdür Yardımcısı Dr. Ayşe Tapsız, Türkiye'de her yıl yüzlerce kişinin soba zehirlenmesi nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.
Dr. Ayşe Tapsız, özellikle havaların soğuması ve ısınma ihtiyacının ortaya çıkmasıyla beraber sobadan sızan karbonmonoksit gazına bağlı zehirlenme olgularının arttığını belirterek, "Karbonmonoksit renksiz, kokusuz, havadan hafif ve çok düşük miktarlarda bile zehirlenmelere yol açabilen bir gazdır. Karbonmonoksit farkına varılmadan solunur ve hafif baş ağrısından komaya, felce ve ölüme kadar giden ciddi zehirlenmeler oluşturur. Karbonmonoksit çeşitli yakıtların yanması sonucunda ortaya çıkan bir gazdır. Kömür sobası, katalitik sobalar, doğalgaz ve LPG'li şofben ve kombiler, mangal ve egzoz dumanına bağlı olarak karbonmonoksit zehirlenmesi oluşabilir" uyarılarında bulundu.
Soba zehirlenmesine bağlı belirtiler
Dr. Tapsız, karbonmonoksit soluyan kimsede ilk olarak; hafif uyuşukluk, durgunluk, baş ağrısı, bulantı, kusma, kulak çınlaması, bitkinlik hissi, sersemleme ve uyuklama ortaya çıktığını vurgulayarak, "Bu belirtiler zehirlenmenin başladığı anlamına gelir. Daha sonra dikkati toparlayamama, düşünmede güçlük, göğüs ağrısı, çarpıntı, uyuşma, deride renk değişikliği, görme bozuklukları, titreme, kaslarda kasılma, çene kilitlenmesi ve diş gıcırdatmaları ve bilinç bozukluğu ortaya çıkabilir. Son aşamada ise solunum ve kalp atışları yavaşlar, vücut ısısı düşer, koma ve ölüm gerçekleşir" bilgisini verdi.
Dr. Ayşe Tapsız, sobanın üstten yakılması, sobanın hava-duman kapaklarının kapatılmaması, yatmadan önce yanan sobaya kömür atılmaması gerektiğini ifade ederek, şu bilgileri aktardı: "Yatmadan önce atılan kömürün yandığından emin olunması, lodoslu havalarda soba yakılmaması ve mümkünse yatılan odalarda soba kullanılmaması gerekir.
Uygun özelliklerdeki soba ve boruların kullanılması, ayda bir baca bakımının yapılması ve kapalı ortamların havalandırılması gerekmektedir. Şofbene bağlı karbonmonoksit zehirlenmesinde ise; baca bağlantılı şofbenler kullanılmalı, şofbenler-kombiler hava akımı fazla olan yerlere konulmalı ve havalandırma menfezi veya kapı altı eşiğinden yeterli hava girişi sağlanmalıdır. Kapalı garajlarda arabalar çalışır vaziyette tutulmamalı ve aynı ortamda bulunulmamalıdır."
Milli Gazete