Ülkedeki nüfus kütüklerini oluşturmak maksadıyla yürütülen proje kapsamında Müslüman köylerine de gelindiğini söyleyen halk, görevlilerin, kendilerine verilen ifadelerin rağmına bölgede yaşayanları “Bengalli” olarak kayda geçirdiğini ve bunun da kendilerinin tutuklanıp sınır dışı edilebileceği anlamına geldiğini iddia ediyor.
Geçtiğimiz aylarda Müslümanlara yönelik saldırılarla gündeme gelen Güneydoğu Asya ülkesi Myanmar’ın Arakan bölgesinde, ailelerle tek tek görüşüldüğü ve nüfus kütüğü oluşturulmaya başlandığı ortaya çıktı. The Associated Press (AP) haber ajansına göre, göç yetkilileri, Müslümanların doğum tarihleri ve yerleri, ebeveynleri, büyükbaba ve büyükanneleri, üç neslin yaşam süreleri hakkında bilgi topluyor. İnsan hakları kuruluşları ise hükümetin Bangladeş’ten ülkeye kaçak girmiş göçmenler olarak kabul ettiği Arakan Müslümanları için vatandaşlık yolunun, bu kampanya sonrasında tamamen kapanmasından endişe ediyor.
Pauktaw kentinde 8 Kasım’da dünya kamuoyuna duyurulmadan başlatılan uygulama, geçen 5 ayda yaklaşık 200 kişinin öldüğü, çoğu Müslüman 110 bin kişinin ise evlerini terk etmek zorunda kaldığı Arakan eyaletinin tümünde yapılacak. Görüşülen Müslümanların büyük bölümüne aynı zamanda hükümetin tebliğ ettiği, aile üyelerinin kayıtlı olduğu formlar ibraz edildi. Göç görevlileri, her görüşmeden sonra formlarda “Irk/Milliyet’’ maddesinin yanındaki boşluğu “Bengalli” ya da “Bengalli/İslam” şeklinde doldurdu. AP muhabirleri, görüşülenlerin büyük bölümünün, 2010 yılında seçimlerden önce desteklerini kazanma çabası çerçevesinde yetkililerin kendilerine dağıttığı geçici ulusal sicil kartlarına sahip olduğunu aktardı. Sicil kartlarıyla, Rohingya Müslümanlarına seçme hakkı tanınırken, kartların üzerinde “Vatandaşlık kanıtı değildir” yazdığı belirtildi.
Bazı Müslümanlar, görevlilerin, “Rohingya diye bir şey yok.” diyerek, kendilerini Rohingya olarak sınıflandırmayı reddettiğinden şikâyet etti. Bir Müslüman, kendisini Bengalli olarak tanıtan formu imzalamayı reddetmesi üzerine dövüldüğünü ifade etti. Yine görüşülen Müslümanlardan Zaw Kin, “Bengalli olmak, tutuklanıp sınır dışı edilebileceğimiz, bu ülkenin parçası olmadığımız anlamına gelir. Bizler Bengalli değiliz. Rohingya’yız.” dedi. Myanmar’da 1982 tarihli vatandaşlık yasası, Rohingyaları, ülkenin tanınan 135 etnisitesinden hariç tutuyor.
Myanmar yasaları gereği, ataları 1948 yılındaki bağımsızlıktan önce ülkede yaşayanlar, vatandaşlık için başvurma hakkına sahip. Ancak ülkeyi on yıllarca demir yumrukla yöneten askerî cunta döneminde Arakanlı Müslümanlar bu haklarından yararlanamadı. Ülkenin Müslüman halkı, seyahat etmek hatta evlenmek için dahi izin almak zorunda. Toplam sayısı 800 bini bulan Müslüman halkın önemli bir kısmı ülkeye İngiliz kolonyal idaresi döneminde Bangladeş’ten göç edenlerin torunları. Ancak daha sonradan gelenler de bulunuyor. Yaz aylarında yaşanan saldırılar esnasında yurtlarından kaçan halkın sığındığı komşu ülke Bangladeş ise Rohingyaları aynı şekilde vatandaş olarak kabul etmiyor.
Devlet Başkanı Thein Sein, yaz aylarında, “Bizim etnik yurttaşlarımız olmayan Rohingyaları kabul etmek imkânsız.” derken, bu ay BM’ye sunduğu mektupta, hükümetinin “yerlerinden olmuş toplulukların yeniden iskânından vatandaşlık verilmesine” kadar tartışmalı konularla ilgileneceği sözünü vermişti.