Her yılbaşından iki hata yapıldığını aktaran Diyanet İşleri Başkanı Prof Dr. Mehmet Görmez, şöyle devam etti: "Hem bilgi olarak hem uygulama olarak iki hatayı yapıyoruz. Birincisi Noel ile yılbaşını birbirine karıştırıyoruz. Tamamen Hıristiyanlığın bir simgesi haline gelen Cristhmas dediğimiz Hz. İsa'nın doğum ayininin gerçekleştiği 24 Aralık ve 25 Aralık, bazı yerlerde de 26 Aralık'a uzanan tarihlerde kutlanan Hıristiyanlığın Noel'i ile, ki Hz. İsa'nın doğumu Batı kiliselerinde 24-25 Aralık, Doğu kiliselerinde 6 Ocak'tır.
Luka İncili'ne göre ise Hz. İsa dünyaya geldiğinde mevsim kış mevsimi değildir, bilakis çobanların kuzularını otlattığı bahar mevsimidir. Ben o tartışmaya girmek istemem. O Hıristiyanlığın kendi iç tartışmasıdır. 24-25 Aralık Batı kiliselerinde Hz. İsa'nın doğumu olarak kabul edilen Noel Bayramı'dır. Bu ayrı bir şeydir yılbaşı ayrı bir şeydir."Görmez, ülkemizde ve dünyada her iki uygulamanın birbirine çok yakın olduğu için karıştığını kaydetti. Görmez, "Türkiye'de maalesef tamamen Noel'in bir parçası olan Noel Baba, çam ağacı, ışıklandırmalar... Bunlar yılbaşına taşınarak Noel ile yılbaşı ikisi birbirine karışıyor." ifadesini kullandı.
Noel ve yılbaşının sadece dinler tarihi açısından değil, sosyoloji ve kitle psikolojisi açısından da değerlendirilmesi gerektiğini aktaran Görmez, "Pek çok konuda tüketim kültürüne atıfta bulunan sosyal bilimcilerimizin bu konuda kalemlerini esirgemesini eksiklik olarak değerlendiriyorum. Çünkü Noel ve yılbaşı meselesi aynı zamanda kadim pagan kültürleri ile kapitalist tüketim kültürlerinin iç içe geçtiğini gösteren uygulamalardır. Özelikle bu açıdan değerlendirmek lazım. Dünyada bir Noel ekonomisi oluşmuştur. Filmlerle, pazarlamaları ile ürünleri ile düşündüğünüzde bir Noel tüketim ekonomisi ile karşı karşıya insanlık. Benim Diyanet İşleri Başkanı olarak en çok itiraz edeceğim husus, bu Noel ekonomisi üzerinden, çocuklar üzerinden bir kültür ve kimlik erozyonunu oluşmasıdır." diye konuştu. Buna milletin ve aydınların kafa yorması gerektiğini söyleyen Görmez, "Noel tüketim ekonomisi üzerinden, çocuklar üzerinde bir kültür ve kimlik erozyonu oluşturmak doğru değildir." ifadelerini kullandı.