Dünyanın 7 milyarı aşan nüfusunun 1 milyarı aç. Gıdanın önemini bundan daha iyi anlatan bir başka tablo var mı?. Tarımsal potansiyeli yüksek, nüfusu 75 milyona ulaşan ve her yıl 30 milyona yakın turisti ağırlayan Türkiye için, sağlıklı ve güvenilir gıdanın üretimi ve tüketimi çok büyük önem taşıyor.
Sağlıklı ve güvenilir gıdanın üretiminden tüketimine kadar geçen süreçte sorun yaşanmaması için gıda mühendislerinin istihdam edilmesi gerekmez mi?
Ne yazık ki, Türkiye'de son yıllarda yapılan yasa değişiklikleri ve en başta Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı uygulamalarında gıda mühendisleri her geçen gün dışlanıyor adeta değersizleştiriliyor. Bakanlığın adına "Gıda" eklendi ama gıda mühendisleri adeta yok sayılıyor.
2010 yılında yürürlüğe giren Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu ile özellikle özel sektörde çalışan gıda mühendisleri işlerinden oldu.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın "tarladan sofraya gıda güvenliği" konusunda önemli çalışmaları olmasına rağmen gıda mühendisleri bu süreçte yeterince yer alamıyor.
Bakanlık bugüne kadar 7 bin 500 tarım danışmanı istihdam etti. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre bu ay 2 bin 500 tarım danışmanı daha istihdam edilecek. Bu personelin büyük bölümü ziraat mühendisi ve veteriner hekimi. Köyde görev yapacak bu personelin bu iki meslek grubundan seçilmesi doğal.
Fakat her fırsatta gıda denetiminde personel yetersizliğinden yakınan Bakanlık, 10 bin tarım danışmanı istihdam ederken nedense gıda denetimi için gıda mühendisi istihdam etmiyor. Gıda Mühendislerinin verdiği bilgilere göre, ülke genelinde yaklaşık 4 bin 500 gıda denetim elemanı var. Bunların sadece 5'te biri gıda mühendisi.
Gıda mühendisleri haklı olarak soruyor, 2 bin 500 tarım danışmanı alacak olan Bakanlık neden 1500- 2 bin gıda mühendisi de almıyor?
Gıda mühendisi istihdam edilmemesinin sakıncalarını ise Gıda Mühendisleri şu sözlerle ifade ediyor: "Dünyada ve ülkemizde beslenme alışkanlıkları, gıdaların yapısı ve tüketim şekilleri gün geçtikçe değişim göstermektedir. Gıda sektöründe meydana gelen bu değişimler ve değişen tüketim alışkanlıkları özellikle sağlık sektörünü doğrudan etkilemektedir. Katkı maddeleri ile hazırlanan gıdalar özellikle çocuklara, doğru hazırlanmayan gıdalar ve fastfood gibi pratik yeme alışkanlıkları ise artan iş hayatından dolayı genç ve yaşlılara cazip gelmektedir. Fakat bu gıdaların üretimi, sunumu ve satışı esnasında yapılması gereken denetimlerin bu işin eğitimini almış meslek grubu olan gıda mühendisleri tarafından yapılmaması, bu mühim konunun ziraat mühendisi ve veterinerlik gibi diğer meslek gruplarıyla ikame edilmeye çalışılması sağlıksız ve niteliksiz gıda üretimini artırmaktadır. Sağlıksız gıda tüketimi de obezite, kanser, kalp-damar ve şeker hastalıkları gibi hastalıkların ülkemizde hızla artmasına neden olmaktadır, özellikle artan kanser vakalarında sigaradan sonra en büyük etkenin sağlıksız gıdalar olduğu bilimsel araştırmalarda görülmektedir."
Kanserle Mücadele Derneği'nin verilerine göre 2030 yılında 1.5 milyon kişinin kansere yakalanacağı tahmin edildiğini söyleyen Gıda Mühendisleri, kanserle mücadele için devletin her yıl 2.3 milyar euro, obezite için ise yaklaşık 2.2 milyar euro harcadığını, sadece gıda zehirlenmesi vakalarından yılda 60 kişinin hayatını kaybettiğini iddia ediyor.
Ayrıca, yılda 10 milyon civarında gıda zehirlenmesi olayı nedeniyle uygulanan antibiyotik tedavileri ve buna benzer sağlık harcamaları hesaba katılınca sağlıksız gıdaların ülke ekonomisine ciddi zarar verdiği görülüyor.
Özetle, insan yaşamı için bu kadar önemli olan gıdaların üretimi ve denetimi sürecinde gıda mühendislerinin istihdam edilmesi hem insan sağlığı hem de ekonomik açıdan büyük yarar sağlayacağı açıktır. Ancak, nedense gıda mühendislerini istihdam etmek yerine kısa süreli kurs ve eğitimlerle başka meslek grupları gıda denetiminde görevlendiriliyor. Gıda denetimi konusunda teşhir, Alo 174 şikayet hattı gibi bir çok yenilik getiren Bakanlık umarız gıda mühendislerinin sesine de kulak verir.
ALİ EKBER YILDIRIM / Dünya