logo

Civa kirliliği iki katına çıktı

BM, dünyada okyanusların en üst tabakasındaki cıva kirliliğinin, son yüzyılda ikiye katladığını bildirdi. BM Çevre Programı'nın raporu, ilk kez dünyada yüzlerce ton civanın, topraktan nehirlerle göllere sızdığını, okyanusların en üst tabakasındaki cıva kirliliğinin son yüzyılda iki katına çıktığını gösterdi.
Raporda, artan cıva emisyonlarının sonucunda gelişmekte olan ülkelerdeki toplulukların, yükselen bir biçimde cıvaya maruz kalınmasıyla bağlantılı çevre ve sağlık riskleriyle karşı karşıya olduğu belirtildi.
BM'nin 2002-2007 yıllarında küresel cıva sayımlarının güncellemesi niteliğindeki raporu, Cenevre'de gelecek hafta dünyada cıva emisyonlarının azaltılması konusunda yasal olarak bağlayıcı yeni bir anlaşmayı müzakere eden ülkelerin yapacağı görüşmelerden önce yayınlandı.
Raporda, Afrika, Asya ve Güney Amerika'nın bazı bölgelerinin, büyük ölçüde küçük çaplı altın madenciliği ve elektrik üretimi için yakılan kömür nedeniyle çevrede artan cıva emisyonlarıyla yüz yüze gelebileceği kaydedildi.
Asya'nın, tüm küresel cıva salımlarının yarısından biraz azının sorumlusu olduğu ifade edilen raporda, son yüzyılda dünya okyanuslarının yüzeydeki ilk 100 metresinde bulunan civanın iki katına çıktığı, daha derin sulardaki konsantrasyonların, yüzde 25 oranında arttığı, nehirlerle göllerin, daha önce toprakta bulunan 260 metrik ton cıva içerdiği kaydedildi.
Zehirli bir madde olan cıva, kimyasal üretimde, özellikle altın olmak üzere küçük çaplı madencilikte kullanılıyor, cıva kirliliğine ıskartaya çıkmış elektronik aletler de neden oluyor.
Havada, denizde ve toprakta bulunan cıva elementi yaratılamıyor veya yok edilemiyor.
Denizleri kirleten cıva balıklarda birikiyor, bu yolla besin zincirine girerek, hamile ve çocuk doğurma yaşındaki kadınlara ve çocuklara büyük sağlık riski oluşturuyor.
BM Çevre Programı'nın yöneticisi Achim Steiner, cıva kirliliğinin, "insan sağlığına ve çevreye oluşturduğu tehditler bakımından büyük bir küresel, bölgesel ve ulusal zorluk olmayı" sürdürdüğünü belirterek, yeni teknolojilerin bu riskleri azaltabileceğini söyledi.