Azerbaycan-Ermenistan arasındaki savaşta vahşi Ermeni güçlerinin 1992’de Hocalı’da 613 sivili hunharca öldürdüğü katliamın acısı hâlâ tazeliğini koruyor.
Ermenilerin yaptığı katliamın 21. yıl dönümünde, bu vahşi cinayetin acısını yıllardır kalplerinde taşıyan binlerce Azerbaycanlı, başkent Bakü’de “Hocalı Şehitleri” anıtına akın etti. Şehitlik ziyareti için Bakü ve Azerbaycan’ın çeşitli bölgelerinden gelenler, şehitlik önünde uzun kuyruklar oluşturdu. Kur’an-ı Kerim kıraati eşliğinde ziyaret edilen Anıt, kırmızı karanfillerle donatıldı.
Sovyetler Birliği’nin son günlerini yaşadığı 1988’de Azerbaycan-Ermenistan arasında patlak veren savaş, Azerbaycan için büyük yıkımlara yol açtı. Altı yıl süren savaş sonrasında Ermenistan, Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini işgal ederken, 1 milyondan fazla Azerbaycan vatandaşı iç kesimlere göç ederek hayatını zor şartlar altında sürdürmek zorunda kaldı. Bu savaşın, hafızalardan silinmeyen en acı olaylarından biri de Ermeni güçlerinin 26 Şubat 1992’de Hocalı’da yaptığı katliam oldu.
Ermeni güçlerinin 1991’in sonlarına doğru ablukaya aldığı Hocalı, 936 kilometre karelik alana sahip, 2 bin 605 ailenin, toplam 11 bin 356 kişinin yaşadığı bir kasabaydı. Aralık 1991’de Karabağ’ın başkenti olarak kabul edilen Hankendi şehrini işgal eden Ermenilerin bir sonraki hedefi, bölgenin tek havaalanına sahip ve stratejik önem taşıyan Hocalı’yı ele geçirmekti.
Hocalı’nın etrafındaki bütün köy ve yolları tek tek ele geçiren Ermeni güçleri, kasabanın diğer illerle karayolu bağlantısını kesti. Hocalı’nın diğer bölgelerle tek ulaşım bağlantısı olan helikopter ulaşımı, 28 Ocak 1992’de, Şuşa Ağdam seferini yapan helikopterin Ermeniler tarafından vurulmasıyla ortadan kalktı. Bu olayda, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 44 sivil hayatını kaybetti.
Ocak ayının başlarından itibaren elektrik enerjisi de kesilen Hocalı’nın savunması, sadece hafif silahlarla silahlanmış yerel savunma güçleri ve az sayıdaki milli ordu askerlerinden ibaretti. 25 Şubat 1992’den itibaren Hocalı’ya saldırıya başlayan Ermeniler, bölgede bulunan Sovyet Ordusu 366. Zırhlı Alayı’nın bütün araçlarını kullanarak, şehri iki saat boyunca top ve tank ateşine tuttu. Saldırıdan bir gün sonra ise hafızalardan yıllarca silinmeyecek olan “Hocalı Katliamı” yapıldı. Resmi verilere göre, Hocalı Katliamı’nda savunmasız durumdaki 106’sı kadın, 83’ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetti. Katliamdan 487 kişi ağır yaralı olarak kurtulurken, Ermeni güçleri bin 275 kişiyi rehin aldı. Bunlardan 150’sinden haber alınamadı. Esirler yıllarca uluslararası kurumlardan gizli olarak köle gibi çalıştırıldı. Hatta esir kadınlar fuhşa zorlandı.
Ermeniler şeytanın aklına gelmeyecek işler yaptı
28 Şubat’ta gazetecilerden oluşan bir grubun helikopterle katliamın yaşandığı yere gitmesinin ardından katliama dair elde edilen fotoğraf ve görüntüler, yabancı basında geniş yer buldu. 14 Mart 1992 tarihli Fransız “Le Monde” gazetesi katliama dair, “Ağdam’da bulunan basın mensupları, Hocalı’da öldürülmüş kadın ve çocuklar arasında kafa derisi soyulmuş, tırnakları çıkarılmış üç kişi görmüşler. Bu, Azerilerin propagandası değil bir gerçektir” ifadelerini kullandı. Rus “İzvestiya” gazetesi ise 4 Mart 1992 tarihli sayısında “Kamera kulakları kesilmiş çocukları gösterdi. Bir kadının yüzünün yarısı kesilmişti. Erkeklerin kafa derisi soyulmuştu” ifadelerine yer verdi. Benzer tasvirler İngiliz, Ukrayna, Bulgaristan ve daha birçok yabancı medya organında da yer aldı.
Tüm dünyanın gözleri önünde meydana gelen Hocalı Katliamı’na, uluslararası kurumlar ise sessiz kalmayı tercih etti. BM Güvenlik Konseyi 1993’de 4 karar kabul etmiş olsa da, bu kararlar Hocalı Katliamı ile ilgili değil, “Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal ettiğine” yönelikti.
Hocalı Katliamı, bazı Ermeniler tarafından itiraf edildi. Ünlü Ermeni yazar Zori Balayan, kendisinin de bizzat katıldığı katliamı, “Ruhumuzun Dirilişi” isimli kitabında ayrıntılarıyla anlatmakta bir sakınca görmedi. Azerbaycan ise, Ermeniler tarafından yapılan bu katliamın “soykırım” olarak tanınması için dünya çapında kampanya başlattı. Meksika Senatosu, Pakistan Senatosu, Kolombiya Parlamentosu, Çek Cumhuriyeti Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi, ABD’nin Teksas, New Jersey, Massachusetts, Georgia eyaletlerinde kabul edilen kararlarda Hocalı Katliamı “soykırım” olarak nitelendirildi.
Ermeni işgalini 20 yıldır kimse durduramıyor
Azerbaycan topraklarındaki Ermeni işgali 20 yılı aşkın süredir devam ediyor. BM’nin Ermenistan’ı göstermelik bir şekilde işgalci olarak gösteren dört kararı olmasına rağmen Ermenistan, işgal ettiği Yukarı Karabağ topraklarını boşaltmayı kabul etmiyor. Sorunun çözümü için oluşturulan Minsk Grubu ise 20 yıldır somut ilerleme kaydedebilmiş değil. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla ortaya çıkan otorite boşluğu, Ermenistan’ın topraklarını genişletme çabalarını yeniden gündeme getirdi. Bu dönemde Azerbaycan topraklarını işgale başlayan Ermenistan, Rusya’nın da doğrudan ve dolalı yollardan desteğini alarak, uluslararası hukuku hiçe sayma yolunu seçti. Savaş sırasında birçok defa ateşkes anlaşması imzalanmasına rağmen Ermenistan, bu anlaşmaları genişleme stratejisi çerçevesinde sürekli ihlal etti.
Yapılan her şey boşa!
BM Güvenlik Konseyi’nden Yukarı Karabağ’ın işgaline ilişkin 1993’te dört karar alındı. 30 Nisan 1993’te yayımlanan 822 sayılı kararda, derhal ateşkes yapılması gerektiği ve Ermeni birliklerinin işgal ettikleri Azerbaycan topraklarını boşaltmasının gerekliliği vurgulandı. BM’nin aldığı tüm kararlara ve 20 yılı aşkın süredir sorunun çözümü için ortaya atılan planlar ve öneriler sonuç getirmedi. Bu çerçevede güya en önemli girişim, AGİT bünyesinde kurulan Minsk Grubu’nun çalışmaları oldu. 1992’den itibaren faaliyete geçen Rusya, Fransa ve ABD’nin eşbaşkanlığındaki Minsk Grubu, dönem dönem farklı çözüm önerileri sunmasına rağmen, sonuç elde edemedi.