Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Gümrük Birliği anlaşmasıyla 1995'ten bu yana Türkiye'nin ciddi bir haksız rekabet ortamında bırakıldığını belirterek, durumun böyle devam etmesi halinde konuyu masaya yatıracaklarını dile getirdi.
Bakan Zafer Çağlayan, ABD ile Serbest Ticaret Anlaşması için gerçekleştirilen "İstanbul Zirvesi"ne katıldı. Zirvede konuşan Bakan Çağlayan, AB Gümrük Birliği Anlaşması'yla Türkiye'nin geçmişten bazı kayıpları olduğunu belirterek, "1995 yılının kasım ayında dönemin hükümeti maalesef tarihi bir hata yaptı. AB- Türkiye Gümrük Birliği Anlaşması çerçevesinde AB'nin üçüncü ülkelerle yapacağı anlaşmalara Türkiye taraf olmama gibi bir durum sergiledi ve anlaşmaya bu madde konulmadı. Bunun günahını yaklaşık 18 yıldır çekiyoruz" dedi.
"AB'nin Türkiye'ye karşı samimiyetini ve samimiyetsizliğini biliyorsunuz" diyen Çağlayan, şöyle devam etti;
"Bunu fırsat bilerek bilhassa yapmış olduğu serbest ticaret anlaşmalarında eğer anlaşma yaptığı ülke isterse Türkiye ile anlaşma veya müzakeresini yapıyor. Bunun çok somut örneklerini, olumsuz örneklerini yaşıyoruz. 2000 ve 2002 yılında imzalanıp yürürlüğe girmiş olan Güney Afrika -Meksika, 2005 yılında yürürlüğe girmiş olan Güney Afrika üç ülke hala ülkemizle serbest ticaret anlaşması müzakere kelimesini dahi ağızlarına almıyorlar. Defalarca konuşmamıza, defalarca kendilerine ortak noktalarımızı izah etmemize rağmen yanaşmıyorlar. Çünkü tuzları kuru. Zaten tuzlarının kuru olduğu rakamlarla ortada. Üç ülkeyle bizim geçen sene dış ticaret hacmimizde 2,5 milyar dolar eksiğimiz var. Zaman zaman soruluyor bize 'niye dış ticaret açığımız var, niye cari açığımız var?' İşte temel nedeni bunlar. Üç ülkeyle bizim aramızda serbest ticaret anlaşması olmayışından dolayı ortaya çıkan en basit rakam bu. Çünkü Türkiye’nin bu pazarlara girişte yüzde 40-50 gümrüklerle karşılaşmasına karşılık, bu ülkeler AB serbest ticaret anlaşması yaptığı için benim ülkeme elini kokunu sallaya sallaya sıfır gümrükle malını sokabiliyor. AB alanına girdiği an ortak alan, serbest alan ve benim ülkeme bu şekilde malını satabiliyor. Biz de yüzde 40-50 gümrüklerle boğuşuyoruz."
Çağlayan, Türkiye'nin AB ortak gümrük tarifesini kabullendiğini ve Türkiye'de şu anda ortalama sanayi ürünlerinde gümrüğün yüzde 4.2 olduğunu belirterek, "Türkiye'nin 4.2 gibi son derece düşük ortak bir sanayi ürünleri gümrük uygulaması var. En yüksek uygulamış olduğumuz sanayi ürünleri gümrükte yüzde 9'lar mertebesinde. Yani elimiz kolumuz bağlı. Bunu AB'de çeşitli defalar müzakere ettik. Bu konuda kendilerinin vize konusunda yaptıkları ayıbın, malların serbest dolaşması konusunda koydukları kota ayıbının ve bunun yanı sıra üçüncü ülkelerle üyelik müzakeresi yaparken Türkiye'nin masada olmayışı ayıbına ilaveten dördüncü ayıp olarak da serbest ticaret yapmış olduğu ülkelere; 'Türkiye benim Gümrük Birliği ortağımdır. 18 yıldır sanayi ürünlerimizi karşılıklı sıfırladık. Onunla da anlaşmaya girin' demesini istedik ama gerçekleşmedi" diye konuştu.