Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, 17 Ağustos depreminin üzerinden geçen 14 yılın ardından, ne gibi mesafeler alındığını sorguladı.
Türkiye'nin, başta deprem olmak üzere pek çok afet tehlikesine açık bir ülke olduğunu söyleyen Ersoy, "17 Ağustos 1999 ve ardından gelen 12 Kasım depremleri, Marmara Bölgesi'nde büyük can kaybına ve maddi hasarlara yol açmış, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alan ülkemizin depreme hazırlıksız yakalandığını bize açık bir biçimde göstermiştir. Beklenen Marmara depremi giderek yaklaşıyor. Sadece İstanbul'da, Türkiye'nin yüzde 25'i olan 15 milyon insan yaşıyor. Buna Kocaeli, Sakarya, Bolu, Yalova, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli gibi çevre illeri de kattığımızda bu oran yüzde 40'lara varmaktadır. Türkiye ekonomisine yüzde 40'tan fazla katkısı olan bu bölgedeki bir büyük deprem, sadece can ve mal kayıplarına yol açmaz, aynı zamanda ülkemizin milli güvenliğini tehlikeye atar. Bu bakımdan deprem tehlikesi, milli sorundur" dedi. Ersoy, şunları söyledi: "Depremden söz ederken tsunami tehlikesini de birlikte anmak gerekir. Tsunami, hem Türkiye kıyılarının, hem de Marmara Denizi'nin önemli bir tehlikesidir."
Sabah