Şanlıurfa'da, yöre insanının vazgeçilmezlerinin başında gelen ve kentle özdeşleşen meşhur kırmızı pul biber olan isot yapımına başlandı.
Boş arazilerin biberlerin kurutulduğu alanlara dönüştüğü kentte, zahmetli uğraşların ardından Şanlıurfalı kadınların ortaya çıkardığı isot hem yemeklere tat veriyor, hem de aile ekonomisine katkı sağlıyor.
Hava sıcaklığının 40 dereceyi aştığı Şanlıurfa'da, son günlerde kadınlar isot yapımına başladı. Tarlalardan toplanan biberler uygulanan işlemlerin ardından isota dönüştürülüyor. Sırrın Mahallesi'ndeki boş arazide birçok aile tarlalarından topladıkları veya halden satın aldıkları kilolarca biberi yıkadıktan sonra sap ve çöplerinden arındırıyor. Kadınlar temizleme işleminin ardından tohumlarını temizleyerek birkaç parçaya böldükleri biberleri kızgın güneşin altında kurumaya bırakıyor. Güneşte kırmızı olan rengi siyahlaşan biber, makinelerde çekildikten sonra kullanıma hazır hale geliyor.
Yaklaşık 2 hafta süren uğraşın ardından hazır hale gelen isot, acısı ve rengine göre kilosu 20 ile 40 liradan satışa sunuluyor. Mevsiminin gelmesiyle birlikte arazilerin ve evlerin çatısının kırmızı renkte olduğu kentte; kadınlar hem bir yıl boyunca yiyecekleri isotu hazırlıyor, hem de aile ekonomisine katkı sağlıyor.
Uzun ve zahmetli uğraşın ardından 100 kilo biberden 8 kilo isot çıkarıldığını anlatan kadınlar, yaşadıkları süreci 'En tatlı acı' sözleriyle anlatıyor.
Acısı ile özellikle çiğköftenin vazgeçilmesi olan isot, birçok hastalığa da iyi geliyor. Yapılan araştırmalarda isotun, cilde iyi geldiği, romatizma ve üst yolunum yolu enfeksiyonlarında etkili olduğu ve bulaşıcı hastalıklara karşı vücudun savunma sistemini güçlendirdiği belirlendi. Yine Şanlıurfa ile özdeşleşen ve kansere iyi geldiiği ileri sürülen isotun, sindirimi kolaylaştırıcı özelliğiyle vücuttaki aşırı yağ ve kolesterolün düşmesine yardımcı olduğu ifade ediliyor.
Haber7.com