2012 yılında 46.5 milyar metreküp doğalgaz tükettik. Doğalgazın tamamına yakınını ithal ediyoruz. 2012 yılında doğalgazın yüzde 58’i Rusya’dan, yüzde 19’u İran’dan, yüzde 9’u da Azerbaycan’dan ithal edildi.
Cezayir’den sıvı olarak 4.1 milyar metreküp, Nijerya’dan 1.2 milyar metreküp, spot piyasadan 1 milyar metreküp olmak üzere toplam 6.3 milyar metreküp doğalgaz ithal edildi. Sıvı gaz fiyatının, doğalgaz fiyatının oldukça üstünde olduğu belirtiliyor.
EPDK’nın 2013 yılı doğalgaz tüketim tahmini 47.6 milyar metreküp.
Doğalgaz ithalat fiyatları Hükümet tarafından açıklanmıyor.Tahminlere göre Rusya’dan bin metreküp başına ortalama 430 dolar, İran’dan 510 dolar, Azerbaycan’dan ise 350 dolardan ithalat yapılıyor. (Haberlere göre Rusya ‘nın Avrupa’ya ortalama 402 dolar olan doğalgaz satış fiyatının bu yıl 370-380 dolar aralığına gerilemesini bekliyor.
Sıvı gaz (LNG) ithalat fiyatı ise değişiyor. Her ay ithal edilen gazın bedeli bir sonraki ayın ilk haftasında fatura ediliyor. Ödeme de faturayı aldığı ayın sonunda yapılıyor. Doğalgaz faturası açıklanmamakla beraber, yıllık faturanın 20 milyar dolar dolayında olduğu tahmin ediliyor.
Buna göre dolar fiyatındaki yüzde 10 dolayındaki bir artış yıllık faturayı 2 milyar dolar dolayında büyütecek demektir. Önenli olan faturanın büyümesinin ötesinde her ay ortalama 2 milyar dolarlık ödene zorunluluğu. Doğalgaz faturasının ödenmesi için her ay piyasadan 2 milyar dolar döviz çekiliyor. İşte bu fatura ödeme dönemlerinde, döviz piyasasında bir baskı oluşuyor. Döviz fiyatları talep artışının etkisinde tırmanışa geçiyor.
Doğalgaz alım faturalarının bir başka özelliği, geçmişe dönük fiyat farkı ödemeleri. Konunun uzmanlarının açıklamalarına göre, Rusya, İran ve Azerbaycan ile yapılan doğalgaz alım sözleşmelerinde doğalgazın fiyatı belli formüllerle bağlanmış durumda Bu formüllerde temel gösterge petrol fiyatlarındaki değişim. Petrol fiyatındaki artışlara göre doğalgaz fiyatı da formül ile belirlenen şekilde artıyor. Ve de ödemeler geriye dönük olarak ödeniyor. İşte bu geriye dönük ödeme formülü nedeniyle döviz kurundaki artışın yükünün, sadece önümüzdeki dönem faturalarına değil, geçmiş faturalara da yük getirmesi ve bunun sonucunda 2 milyar dolarlık yükün daha da büyümesi ihtimali var.
Görülüyor ki, döviz kurundaki oynaklık, ekonomiye farklı yönlerden yük getirecek. Halbuki bizler bugüne kadar döviz kuru artışını sadece ihracatçıya getireceği iyilikleri düşünerek değerlendirirdik.
Tevfik Güngör / Dünya Gazetesi