Günlük hayatta en sık görülen sağlık yakınmalarından biri olan baş ağrısı, çok çeşitli sebeplere bağlı olarak ortaya çıkabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre; baş ağrısı en fazla işgücü kaybına yol açan tıbbi sorunlar arasında yer alıyor.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’ndan yapılan açıklamada, "Baş ağrısı kendi başına bir hastalık olabildiği gibi (migren,gerilim tipi baş ağrısı), başka hastalıkların öncü belirtisi de olabilir (kanama veya tümör ağrıları gibi). Bu nedenle, baş ağrılarında doğru ve etkili ayırıcı tanı çok önemlidir" uyarısında bulunuldu.
‘Gerilim tipi’ baş ağrısının toplumda görülme sıklığının yüzde 30-80 arasında değiştiğinin vurgulandığı açıklamada, "Ülkemizde 15-45 yaş grubunda migren sıklığı ise yüzde 16.4 olarak tespit edilmiştir. Kadınlarda erkeklerden 2 kat daha fazla görülmektedir. Baş ağrısına yol açan yapılar, beyni besleyen büyük atardamar ve toplardamarlar, beyin zarları, dişler, gözler, burun, kulaklar, sinüsler, ense ve sırt kaslarıdır. Tüm ağrı duyusunun oluştuğu ve yorumlandığı yapı olan beyin ise ağrısız bir organdır . Baş ağrılı hastalarda hem sistemik muayenenin bir parçası olması, hem de kullanılacak ilaçların yan etkilerinin takip edilebilmesi açısından her hastaya bir kez rutin biyokimyasal ve hematolojik inceleme yapılmalıdır. Menenjit, beyin kanaması, yüksek veya düşük BOS basınç sendromu tanısı şüphesi olan hastalara lomber ponksiyon yapılmalıdır." denildi.
Millî Gazete