Prof. Dr. Meltem Tor, Dünya Sağlık Örgütü’nce akciğer kanserine yol açtığı resmen ilan edilen dış ortam hava kirliliğinin önemli bir bileşeni partikül madde kirliliğinde, Zonguldak’ın ilk 5 il içinde yer aldığını söyledi.
Prof. Dr. Meltem Tor, Amerika ve Hollanda’da yapılan çalışmalarda, hava kirliliği olan bölgelerde yaşayanların ömrünün, kirliliğin olmadığı bölgelerde yaşayanlara göre 1-2 yıl daha kısa olduğunun belirlendiğini söyledi. Prof. Dr. Tor, gelişmekte olan ülkelerde partiküler madde ve kükürtdioksit nedeniyle yılda 500 bin kişinin öldüğünün tahmin edildiğini vurguladı. Dünya Sağlık Örgütü Kanser Araştırma Dairesi’nin 17 Ekim 2013’te yayınladığı raporda, dış ortam hava kirliliğinin, ’karsinojen’ (kanser hastalıklarına yol açan madde) olarak ilan edildiğini vurgulayan Prof. Dr. Tor, şöyle konuştu:
"Bu konuda yayınlanan tüm bilimsel araştırma verilerini inceleyen bu rapora göre dış ortam hava kirliliğinin özellikle akciğer kanserine yol açtığı resmen ilan edilmiş oldu. Dış ortam hava kirliliğinin aynı zamanda mesane kanseri riskini de arttırdığı bildirildi. Dış ortam hava kirliliğinin önemli bir bileşeni olan partiküler madde ayrıca değerlendirildi ve insan için ’karsinojen’ olarak tanımlandı."
Prof. Dr. Tor, Zonguldak kent merkezindeki hava kirliliğinin ana nedeninin de özellikle kış aylarında evsel ısınmadan, endüstriyel tesislerden ve trafikten kaynaklanan partiküler madde kirliliği olduğunu söyledi. Zonguldak’ın partiküler madde kirliliğinde Türkiye genelinde ilk 5 il arasında yer aldığına vurgu yapan Prof. Dr. Tor, "Zonguldak maalesef zehir soluyor. Konutlarda kullanılan yakıtların kalitesiz oluşu, kaçak kömür kullanımı, yakma sistemlerinin uygun olmayışı hava kirliliği nedenleri arasında" dedi. Prof. Dr. Tor, şöyle konuştu:
"Evsel ısınmada kullanılan özel sektör kömürlerinde kül ve uçucu madde oranları yüksektir. Bu kömürler koklaşabilir olduğundan, yanma sonrasında başta partiküler madde olmak üzere uçucu organik bileşikler, poliaromatik hidrokarbonlar, siyah karbon ve karbonmonoksit gibi kirleticiler atmosfere salınmaktadır. Ayrıca yanma sonucunda oluşan küller de sokaklarda bekletilmekte ve rüzgarın etkisi ile partikül madde kirliliğini arttırmaktadır. Kent merkezinin hemen arkasında yükselen dağlar ve engebeli, topografik yapı nedeniyle yeterince atmosferik dispersiyon (dağılma) oluşamamakta ve özellikle kış aylarında ve akşam saatlerinde yüksek oranda hava kirliliği görülmektedir."
Prof. Dr. Tor, ildeki sanayi tesislerinden kaynaklanan hava kirliliğinin büyük çoğunluğunun ise Türkiye Taşkömürü Kurumu müesseselerinden, Çatalağzı Termik Santrali’nden ve Erdemir’den kaynaklandığını ifade etti. Trafikteki motorlu taşıtların da hava kirliliğine neden olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tor, "Zonguldak şehir merkezinin çok dar bir alana yerleşik olması, çevre yolunun bulunmaması nedeniyle motorlu taşıt kaynaklı hava kirliliği işlek caddelerde ciddi problemler olusturmaktadır. Egzos gazlarından atmosfere salınan ve kanserojen etkilerinin olduğu bilinen uçucu organik bileşiklerin konsantrasyonları, Zonguldak bölgesinde yapılan çalışmalarda özellikle kış aylarında anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur" dedi.
Prof. Dr. Tor, Zonguldak’ta 40 yaş üstü nüfusta yapılan bir çalışmada, KOAH sıklığının erkeklerde yüzde 19.3, kadınlarda ise yüzde 9.8 olup, kadın KOAH olgularının yaklaşık yarısında ısınma ve pişirme amacı ile kullanılan kömürün dumanına maruz kalmanın neden olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Tor, hava kirliliğinin özellikle yaşlılar, kalp ve akciğer hastalarında ölüm riskini artırdığını, damarlarda pıhtılaşma eğilimini artırdığını, emboli, inme, kalp krizi ve kanser riskini yükselttiğini söyledi.
Cumhuriyet