Pedagog Seval Uslu Yazıcı, çocuğun konuşmak ve ilişki kurmak için kelimeleri kullanmıyorsa dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Yazıcı, "Otizmli çocuklar bedensel temastan hoşlanmaz ve rahatsız olur. Amaçsız ve anlamsız sesler çıkarabilir. Bazı otistik çocukların kelime haznesine sahip olduğu ancak bu kelimeleri konuşmak ve ilişki kurmak için kullanmadıkları fark edilir." dedi.
Yazıcı, otizm ve erken tanısı hakkında bilgiler verdi. Yazıcı, "Otizm, çocuğun içine kapanması, dış dünya ile ilişkilerin azalması, ilginin kaybı anlamına gelir. Sanki çocuk dışarıda olup bitenlerle ilgilenmiyormuş gibi bir algı oluşturur. Başka çocuklarla bir aradayken, o yalnız kalıp, kendi kendine uzun bir süre oyun oynamayı tercih edebilir. Kurgusu olan evcilik gibi oyunlar yerine arabayı ileri geri hareket ettirme, ipi döndürme, kendi etrafında dönme gibi daha otomatik davranışların olduğu oyunları tercih edebilir. Uzun süre çalışan bir çamaşır makinesini seyredebilir. İsmi söylenip kendisine seslendiğinde dönüp bakmaz." ifadelerini kullandı.
Otizmli çocukların ilgisini çekmek için bir nesneye işaret edildiğinde bakmasını sağlamanın mümkün olmadığını belirten Yazıcı, "Konuşmak için yüzüne yaklaştığınızda sizden kaçabilir, göz kontağı kurmakta isteksiz davranır. Bazı durumlarda otistik çocukların anneleriyle daha yakın bir ilişki kurdukları gözlemlenir. Ancak bu çabanın karşılıklı ilişki kurmaya yönelik değil de tek düze bir ilişki şeklinde olduğu dikkati çeker. Çocuk sadece temel ihtiyaçlarının karşılanması için ilişki kurar, su istediğinde annesinin elini tutup sürahiye doğru yönlendirebilir. Bedensel temastan hoşlanmaz ve rahatsız olur. Amaçsız ve anlamsız sesler çıkarabilir. Bazı otistik çocukların kelime haznesine sahip olduğu ancak bu kelimeleri konuşmak ve ilişki kurmak için kullanmadıkları fark edilir." diye konuştu.
Otizmi ayıran en temel özelliğin konuşamamak olduğunu aktaran Yazıcı, şunları kaydetti: "Otizmde genellikle çocuk konuşmaya başlamadığı için aile bu durumu fark eder. Bu da yaklaşık 3 yaşında fark edilmesine neden olur. Ancak öncesinde de bazı otistik eğilimler fark edilebilir. Bunu ancak çocukla çalışan ruh sağlığı uzmanları tespit edebilir. Çocuk gelişen ve değişebilen bir varlık olduğu için tanı koymak için 3 yaşına gelmesi gerekir. Ancak öncesinde fark edilen bazı eğilimler için alınan eğitim\psikoterapi çocuğun tam olarak içine kapanmasını engelleyebilir. Bu nedenle erken tanı önemlidir. Otistik çocukların yapmayı istemedikleri için yapılan gelişim tarama testlerinde dil, zihinsel, sosyal-özbakım becerilerinde geri kaldıkları görülmektedir. Genellikle yürüme, koşma gibi kaba motor faaliyetleri yaş düzeyindedir. Çocuğunuz akranları gibi iletişim kurmak yerine yalnız kalmayı tercih ediyorsa, ilişki kurmak istemiyor, insanlardan kaçıyorsa mutlaka bir uzmana başvurun. Çünkü hastalığın derecesi eğitimler ve psikoterapi ile azaltılabilir."