Türkiye’nin birçok noktasında yerleşim alanlarıyla iç içe olan akaryakıt istasyonları, can güvenliği açısından çok büyük bir tehlike arz ediyor. Daha önce yaşanan facialara rağmen başta büyük şehirler olmak üzere pek çok kentte petrol istasyonları yerleşim yerleriyle iç içe faaliyet gösteriyor. Hatta bazı akaryakıt istasyonları okullarla aynı alan içinde bulunuyor. Karayolları kenarında yapılacak ve açılacak tesisler hakkındaki yönetmelik de hiçe sayılıyor. Olası bir facia her an kapımızda.
Türkiye’de yıllardır var olan bir tehlike ısrarla görmezden geliniyor. Yerleşim alanlarıyla iç içe kurulmasına ruhsat verilen akaryakıt ve otogaz istasyonları insan sağlığını tehdit ediyor. Konunun uzmanları tarafından herhangi bir patlama durumunda yakınındaki her şeyi yok edebileceği uyarısına rağmen söz konusu istasyonları yerleşim alanlarından uzaklaştırmak adına gerekli adımlar atılmıyor.
Yerleşim alanlarıyla iç içe
İstanbul depreminde oluşabilecek kaza senaryoları üzerine bir rapor hazırlayan Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, yakıt istasyonlarına dikkat çekiyor ve 90 metre yakında olan kurtulamaz” diyor. Raporda, “Yerleşim alanlarının içinde kalmış tesislerinin kent dışına taşınmasının gerçekleştirilmesi gerekmektedir” deniliyor. İstanbul’un tüm semtlerinde yerleşim alanları ile iç içe olan akaryakıt istasyonları görmek mümkün. Öyle ki bu istasyonlar, birçok yerde evlerin alt katında ve üstteki dairelerde ikamet eden vatandaşlar hiç bir şeyden habersiz günlük yaşamlarını sürdürüyor.
Öğrenciler tehdit altında
Can güvenliğini tehdit eden akaryakıt istasyonları, bazı noktalarda yerleşim alanlarıyla o kadar iç içe geçmiş ki okullar ile neredeyse bitişik bulunuyor. Bostancı’da bulunan Bostancı Atatürk İlkokulu ve Kartaltepe’de bulunan Ufuklar Anaokulu bunun sadece iki farklı örneği. Türkiye’nin birçok yerinde okul, giriş ve çıkışlarıyla aynı konumda bulunan akaryakıt istasyonları öğrencilerin can güvenliğini de tehdit ediyor.
İstasyonlara ölüm ruhsatı
Aynı raporda, deprem sonrası başlıca risk noktaları olarak, petrokimya rafinerileri, LPG ve Doğalgaz dolum, depolama tesisleri, boya ve kimya fabrikaları, solvent ve kimyasal tank çiftlikleri, kimyasal madde depoları, doğalgaz boru hatları, akaryakıt ve otogaz istasyonları, bina altlarındaki üretim atölyeleri gösteriliyor. Yapılan tüm uyarılara rağmen bu tür işletmelere yerleşim alanları içerisinde ruhsat veren yetkililer, olası bir patlamanın fitilini ateşliyor.
Türkiye’de meydana gelen bazı istasyon kazaları
2011 yılında Şanlıurfa’nın merkeze bağlı Karaköprü Beldesi’nde bir akaryakıt istasyonunda meydana gelen patlamada 1 kişi hayatını kaybederken 7 kişi yaralanmıştı. LPG tankındaki sızıntı yüzünden meydana gelen patlamada, çevredeki çok sayıda ev ve araçlarda maddi hasar meydana gelmişti. 2005 yılında İstanbul Maslak’ta yaşanan akaryakıt istasyonu patlamasında 5 kişi ağır bir şekilde yaralanmıştı. Yine geçtiğimiz yıllarda Muş’un Sungu Beldesi girişinde bir petrol istasyonunun yakıt tankında meydana gelen patlama ortalığı savaş alanına çevirdi. Olayda iki kişi yaralandı, patlamanın şiddetiyle petrol istasyonun camları kırıldı. Niğde’de bir akaryakıt istasyonunda LPG deposu patladı, 2 kişi yaralandı. 2012 yılında Konya’nın Çeltik ilçesi’nde akaryakıt istasyonunda bulunan LPG yüklü tankın patlaması sonucu 2 kişi yaralandı.
Millî Gazete