Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kentinde 26 Şubat 1992’de, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu resmi rakamlara göre 613 kişi, ama gerçekte çok daha fazlasının Ermenilerce katledilmesinin üzerinden 23 yıl geçti, acılar hâlâ taze.
Araştırmacı Dr. Zaur Aliyev, işgalci Ermenilerin 1992 yılında, yüzlerce kişiyi katlettiği Hocalı’da sekiz aileden geriye bir kişinin bile kalmadığını söyledi. Ermeni işgali altındaki Ağdam bölgesini terketmek zorunda kalan araştırmacı Aliyev, Hocalı Katliamı’na ilişkin detayları ve sonrasında yaşananları anlattı.
Ermenilerin 1992 yılında katliama giriştiklerinde Hocalı’dan kaçanların Ağdam’a sığındığını belirten Aliyev, çoğu cenazenin de Ağdam’da toprağa verildiğini ifade etti.
Aliyev, Hocalı’nın o dönemde abluka altında tutulduğunu hatırlatarak 25 Şubat’ta durumun kötüleştiğini, ertesi gün ise insanların katledildiğini kaydetti.
Ermenilerin sözde 'soykırım' propagandaları
Öte yandan, Sakarya Üniversitesinde (SAÜ) Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Haluk Selvi, sözde “soykırım” kavramının özellikle diaspora Ermenileri için “var oluş” nedeni olduğunu vurguladı ve, “Diaspora Ermenileri için bir varoluş sebebi haline gelen ‘soykırıma uğrayan millet’ düşüncesi vazgeçilmez bir dayanak noktası oluşturmaktadır” diye konuştu.
İslâm düşmanlığının temeli Türklerin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin hareket tarzıyla bütünleştirilmesi yönelik çabalara dikkati çeken Selvi, “Ermenistan, İslâm düşmanlığı algısını soykırım propagandalarında kullanıyor. 24 Nisan’da Ermeni soykırım iddialarının farklı boyutuyla karşımıza çıkacağı anlaşılıyor” ifadesini kullandı. Selvi ayrıca “Ermenilerin Türkiye’ye karşı girişmiş oldukları faaliyetlerde, eylemlerini neticesiz bırakabilmek için Türkiye ve Azerbaycan’ın güç birliği yapması gerekiyor” dedi.
Millî Gazete