Akdeniz’in, güvenlik ve daha iyi bir hayat umuduyla vatanlarını terk eden binlerce Ortadoğulu ve Afrikalı mülteciye mezar olması alarm zillerini çaldırıyor. Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) sözcüsü Joel Millman, 2015’in başından beri Akdeniz’de 1750’den fazla mültecinin öldüğünü açıkladı.
Millman “Bu sayı 2014’le aynı zaman dilimindeki verinin 30 katından daha fazla... 2014’ün tamamında Akdeniz’de 3 bin 729 mülteci hayatını kaybetmişti. Şimdi bu sayının haftalar içerisinde geçilmesinden, 2015 sonunda 30 binden fazla insanın ölmesinden endişe ediyoruz” dedi.
Nisan en ölümcül ay
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) sözcüsü Adrian Edwards da 800 ila 950 kişinin öldüğü düşünülen pazar günkü facianın ‘Akdeniz’de gelmiş geçmiş en ölümcül facia’ olduğunu açıkladı. Edwards 1.300 ölümle Nisan 2015’in kayıtlardaki en ölümcül ay olduğunu belirtti. Öte yandan yarın, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin liderlerinin kriz toplantısında onaylanması için 10 maddelik bir eylem planı hazırlandı. Planda AB’nin arama-kurtarma operasyonu Triton’a aktarılan finansal kaynakların güçlendirilmesi, kaçakçılara ait deniz araçlarının yok edilmesi, bilgi ve istihbarat paylaşımının genişlemesi, sığınma başvurularının değerlendirme sürelerinin kısaltılması ve Libya gibi göç veren ülkelerle işbirliğinin güçlendirilmesi yer alıyor. Fakat Avrupa kamuoyunun mülteci ölümleri karşısında yoğun tepkisine rağmen AB ülkelerinin kendi aralarında tam bir işbirliğine gitmesi zor görünüyor. Özellikle İngiltere gibi göçün; iç politika malzemesine dönüştüğü AB üyelerinde tartışma mantıklı bir şekilde gelişmiyor. İtalya, Yunanistan ve Malta’nın karşı karşıya kaldığı göçmen dalgasını hafifletme ve yardım konularında AB’nin büyük güçleri Almanya, Fransa ve İngiltere’nin sessizliği tercih ettiği biliniyor.
Ayrıca İngiltere’nin Somali’deki korsanlık karşıtı Atalanta operasyonun bir benzerinin Akdeniz’de uygulanması isteği de hukuken gerçekçi bulunmuyor.
Milliyet