Son 10 yılda bini aşkın genci hayattan koparan uyuşturucu bağımlılığı, alınan tüm sıkı önlemlere karşın hâlâ önemli bir sorun olarak duruyor. Uyuşturucu sorunu ile mücadelede sağlık Bakanlığı, yeni bir projeyi değerlendirmeye aldı.
Bağımlılık tedavisi görmüş kişilerin, AMATEM’lerden ayrıldıktan sonra başlayacak yeni hayatlarının profesyonellerce planlandığı, “Uzun, yataklı rehabilitasyon merkezleri” modelini değerlendiren bakanlık, İtalya’daki “San Patrignano” modelini mercek altına aldı. İncelenen sistemde tedavisi tamamlanmış kişilere, eğer devam edecekleri bir işleri yoksa meslek edindiriliyor, para kazanmaları sağlanıyor; kişilerin, aileleri ile yeniden kaynaşması sağlanıyor. Devlet tarafından kiralanan evlere çıkarılan söz konusu kişilerin, komşuluk ilişkileri, insanlarla etkileşimi düzenleniyor.
‘Asla umutsuzluğa kapılmayın’
AMATEM’de Uzm. Dr. Volkan Şahiner, uyuşturucu kullanımında, Türkiye’nin durumunun diğer birçok ülke kadar iç karartıcı olmasa da, artan bir hızla yaygınlaşmasının endişe verici olduğunu söyledi. AMATEM’e yakın bir zamana kadar belli başlı şehirler dışından hasta başvurusu olmadığını ancak artık küçük Anadolu şehirlerinden de hastalar geldiğini anlatan Şahiner, şunları kaydetti:
“Ülkemizdeki sorun uyuşturucunun tedavi edilememesi değildir. Halk arasındaki yanlış inançlar, kulaktan dolma bilgiler bazı hastalarımızı umutsuzluğa ve karamsarlığa itmektedir. Ülkemizdeki en önemli sorun kolektif ve toplumsal bazda uyuşturucu kullanımını ve teminini engelleyen eğitici ve koruyucu yaklaşımların ve tedavi sonrası kişinin tekrar uyuşturucuya başlamasını engelleyecek, kişiyi rehabilite edip, topluma yeniden kazandırılmasına aracılık edecek olan kurum ve kuruluşların azlığıdır. Uyuşturucu kullanan vatandaşlarımıza ve yakınlarına söyleyebileceğimiz en önemli şey, umutsuzluğa kapılmamaları ve mücadelelerini sürdürmeleridir. Tıbbın gelişmesine rağmen hipertansiyon gibi bir rahatsızlığın bile kontrol altına alınması en az üç dört kontrol ve düzenli takip gerektirirken, madde bağımlılığı gibi biyolojik, psikolojik ve sosyal yönü karmaşık bir hastalığın tedavisi zaman, emek ve toplumsal destek gerektiriyor. Hastaneye ilk başvuruda bırakma oranları yüzde 20 gibi düşük bir oran olsa da bu oran bir senelik düzenli takip sonrası yüzde 75’lere kadar çıkabilmektedir.
Hasta ve yakınlarına tavsiyem halktan değil, konu ile yakından ilgilenen bilgi sahibi kişilerden yardım almaları.”
Milliyet