Son yıllarda bayramların tatil gibi değerlendirildiğine dikkat çeken Samsun Müftüsü Veysel Çakı, “Bu günlerde akraba dost ilişkilerine önem verilmemesini, bunun yerine tatil beldelerinde geçirilmek üzere bir fırsat olarak görülmesini yanlış buluyorum. Bayramda esas olan maneviyatını yaşamak ve yaşatmaktır” dedi.
Samsun Müftüsü Veysel Çakı, Kurban Bayramı’nın nasıl geçirileceği ve kurban kesimi ile ilgili uyarılarda bulundu. İslam dininde bulunan iki bayramdan birinin Kurban Bayramı olduğunu hatırlatan Müftü Çakı, şöyle dedi: “Bayramlar komşuluk ve akrabalık ilişkilerini canlandığı, dargınlıkların sona erdiği, kapısı açılmayanların kapısının açıldığı bir gün. Özellikle son yıllarda bayramların bir tatil gibi görülüp, akraba dost ilişkilerine önem verilmemesi tatil beldelerinde geçirilmek üzere bir fırsat olarak görülmesini yanlış buluyorum. Bayramlarda özellikle akraba, anne ve baba, dost, komşularımızın kapılarını çalmamız onları ziyaret etmemiz gerekir. İnsanlarımızın yalnızlıklarını gidermemiz gerekir.
Özellikle yardıma muhtaç insanların kesilen kurban etleriyle sevindirilmesi, yaşlı insanların huzur evlerinde, öksüz yetim çocukların, bakıma muhtaç insanların gönüllerinin ve dualarının alınması lazım. Tatil her zaman yapılabilir. Deniz kenarında lüks otellerde tatil fırsatı olarak görülmemesi gerekir. Bayram yılda iki defadır. Tatil beldelerine her zaman gidebiliriz. Ama iki bayramımız var. Bayramda esas olan maneviyatını yaşamak ve yaşatmaktır. Bayramın maneviyatına uygun şekilde geçirilmesi gerekmektedir. Doğru olan budur.”
Allah için fedakarlık
Kurbanın Allah için bir fedakarlık olduğunu dile getiren İl Müftüsü Çakı, kurban kesen kişinin “Mal benim için önemlidir. Ben malımı seviyorum, ama Allah’ı daha çok seviyorum ve bu malımı onun rızasını sevgisini kazanmak için feda ediyorum” demek istediğini kaydederek şöyle dedi: “Her dinin bir takım alametleri vardır. Kurban da İslam dininin önemli alametlerinden biridir.
Müslüman’ın dindarlığında samimi olduğunun bir göstergesidir. O nedenle niyet çok önemlidir. Yalnız Allah rızası için olmalıdır. Bu bir et ziyafeti değildir. Birinci gayesi Allah’ın rızasını kazanmaktır. Kurban da esas olan paylaşmaktır. En ideali olanı kurban etinin 3’de 1’ini komşularına, 3’de 1’ini fakir fukaraya, 3’de 1’ini de kendi evinde tüketilmesidir. Ancak kalabalık geniş bir aile nüfusuna sahipse, maddi durumu çok iyi değilse tamamının kendi evinde tüketilmesinde bir sakınca yoktur.”
Kişinin kendi kurbanını kendisinin kesmesi gerektiğini söyleyen Müftü Veysel Çakı, “Ama kesemiyorsa ehil olan bir kişi tarafından kesilmelidir. Asla hayvana eziyet edilmemelidir. Çünkü kurbanlık hayvanın kurban mahalline işkence edilerek ona zahmet verilerek, götürülmesi ibadetin ruhu ile bağdaşmaz. Aksi halde vebali de vardır” diye konuştu.
Teşrik tekbirlerini unutmayın
Kurban Bayramı’nın arefe günü (9 zilhicce) sabah namazından başlayarak bayramın 4. günü ikindi namazına kadar (13 zilhicce) farz namazlardan sonra teşrik tekbirleri getirmek vacip.
Teşrik tekbiri “Allâhü ekber Allâhü ekber lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd” şeklinde getiriliyor.
Arefe günü sabah namazından itibaren bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar yirmi üç vakit farz namazların peşinden, selâmdan sonra teşrik tekbiri getirmek vaciptir. İster cemaatle, ister yalnız başına namaz kılan, kurban kesen veya kesmeyen yolcu olan veya olmayan kadın-erkeğin; farz olan her namazın peşinde teşrik tekbirlerini getirmesi gerekir.
Millî Gazete