Avrupalı kaynaklara göre, Türkiye ve AB arasında varılan anlaşma kapsamında Türk ve Yunan sahil güvenliği işbirliği yapacak. Ege’de yakalananlar Türkiye’ye geri gönderilecek, AB Türkiye’den 500 bin mülteci alacak.
Alman gazetesi Frankfurter Allgemeine Sonntagszeitung, Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye’nin, Avrupa’ya mülteci akışını kontrol etmek konusunda bir eylem planı üzerinde prensipte anlaştığını aktardı. Gazete, Birlik’in yürütme organı konumundaki Avrupa Komisyonu ve Türk hükümet temsilcilerinin anlaşmayı geçen hafta tamamladığını yazdı.
Altı yeni kamp
Plana göre Türkiye, Avrupa Birliği ile olan sınırlarını korumaya yönelik çabaları ARTırmayı kabul ediyor. Bu çerçevede, Avrupa Birliği sınır koruma ajansı Frontex’in koordinasyonu altında, Türkiye ve Yunanistan sahil güvenliği kuzey Ege’de işbirliği içerisinde devriye gezecek. Ege’de yakalanan tüm mülteciler, Türkiye’ye geri götürülecek.
Karşılığında Türkiye’de Avrupa Birliği’nin finansal katkısı ile iki milyon kişiyi ağırlayabilecek altı yeni kamp daha inşa edilecek. Avrupa Birliği ise Türkiye’den toplamda 500 bin mülteciyi alacak. AB, bu mültecilerin Birlik ülkelerine güvenli şekilde gelmelerini sağlayacak, böylece insan kaçakçılarının önüne geçilecek, mültecilerin Avrupa’ya yasal yollarla geçişi sağlanacak.
"1 milyar euro 'kurumsal geliştirme' için"
İtalya'nın yeni Ankara Büyükelçisi Luigi Mattiolo, Avrupa Komisyonu'nun mülteciler için Türkiye'ye 1 milyar Euro destek vereceği ve bu paranın Türkiye'nin sınır kontrolünün AB standartlarına ulaşması amacıyla "kurumsal gelişim" adı altında sağlanacağını belirtti.
Türkiye'ye desteğin "AB'ye katılım öncesi Türkiye için ayrılan fonlardan sağlanacağı" tartışmalarına ilişkin konuşan Mattiolo, bu yardım karşılığında Türkiye'nin mültecileri kendi sınırları içinde tutmasının beklendiğine ilişkin iddiaların "kısmen doğru" olduğunu söyledi.
Mattiolo, "Bu para aslında AB'ye uyum için gerekli kurumların inşa edilmesi için ayrılan para. Katılım öncesi sağlanan bazı fonların 'kurumsal geliştirme' için verilmesi normal. Türkiye'nin diğer aday ülkeler gibi rekabet hukuku, antitröst hukuku gibi konularda desteğe ihtiyacı yok. Ama sınır kontrolü, kimlik kontrolü veya güvenlik kurallarının uygulanması konusunda değişik yetkililer arasında koordinasyon sağlanması için bir ihtiyaç olabilir. Bu hem Türkiye'nin, hem AB'nin yararına olacaktır" dedi.
Milliyet, Sabah