Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünyada 40 milyona yakın Alzheimer hastası var. Bunların350 - 400 bininin Türkiye’de yaşadığı tahmin ediliyor
Alzheimer, ilk etapta kişinin zihinsel işleyişini olumsuz etkilerken, hareketlerine zarar vermiyor. Hastanın iletişiminin tamamen koptuğu ileri evrelerde ise harekette yavaşlama görülebiliyor. Buna karşılık Parkinson, başlangıçtan itibaren hareketleri kısıtlıyor. Prof. Dr. Nazire Afşar, Alzheimer ve Parkinson hastalıklarıyla ilgili bilinmesi gerekenleri anlattı.
Alzheimer, beyinde belirli maddelerin birikmesi sonucunda oluşan ve birden fazla bilişsel alanın bozulması nedeniyle günlük yaşamı kısıtlayan, ilerleyici bir klinik tablo. Hastalığın sıklığı yaşla artıyor, 65 yaş altındaki Alzheimer hastası oranı yüzde 1’ken, 80 yaş üzerinde bu oran yüzde 20’yi geçiyor.
Hastalığın ilk belirtisi, unutkanlık. Ancak sinsi başladığı için kişi veya yakınları durumu yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak görüyor. Nöropsikolojik inceleme ve bellek testleri de hastalığı ele vermiyor. Kişi, günlük yaşamına sorunsuz devam ediyor. Yakınmalar artınca, hafif bilişsel bozukluklar dikkat çekiyor. Bunlar da kişinin yakın çevresi tarafından fark ediliyor.
Özellikle eğitim düzeyi düşük ve günlük faaliyetleri çok az olan kişilerde durum geç fark edilebilir. Kesin tedavisi ve etkili koruyucu yöntemi olmayan bu problemde, hastayı ve yakınlarını rahatlatmak, kişinin güvenli bir ortamda yaşamasını sağlamak ve destek ilaçlar günlük yaşamı kolaylaştırabilir.
Milliyet