Atık yağın biyodizele dönüştürülmesine ilişkin tesislere yönelik yatırımlar artmasına rağmen, bu şirketler, iki aşamalı haksız rekabetle karşı karşıya kalıyor.
Bitkisel atık yağların, akaryakıta karışımı ÖTV’den muaf ancak, bunun karıştırılmasını zorunlu tutan bir mevzuat yok. Yıllık 150 bin tonu bulan hayvansal atık yağlar ise teknik olarak biyodizele dönüştürülebilmesine rağmen, bunlara ilişkin ÖTV muafiyetinin bulunmaması akaryakıt şirketlerin bu ürünleri satın almasını engelliyor.
Türkiye’de atık bitkisel ve hayvansal yağlardan üretilen biyodizelin akaryakıta karıştırılmasına ilişkin zorunluluğun uygulamaya geçirilmemesi her yıl milyonlarca liranın atık olarak kanalizasyonlara karışmasına yol açıyor.
Ülkemizde yıllık bitkisel atık yağ miktarı 350 bin tonu buluyor. Bu miktarın ancak 20 bin tonu geri kazanım şirketleri tarafından toplanabiliyor. Başka bir ifade ile değerlendirme imkanı olan atık yağın yüzde 94’ü dökülürken, ancak yüzde 6’sı değerlendirilebiliyor. Hayvansal atık yağın miktarı ise 150 bin ton civarında. Bunun 70 bin tonu beyaz et, 80 bin tonu ise kırmızı etten oluşuyor.
Dünya