Diyanet tarafından İstanbul’da toplanan, İslam ülkeleri ve bütün dünya Müslümanları için büyük önem arz eden Uluslararası Hicri Takvim Birliği Kongresi’nden 'Tek takvim uygulansın' kararı çıktı. Diyanet İşleri Başkanı Görmez, 60 yıllık ihtilafın son bulacağına, sevinçlerin birlikte yaşanacağına vesile olacağına inandığını kaydetti.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Avrupa Fetva ve Araştırma Meclisi, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve İslam Hilal Gözlem Projesi (ICOP) işbirliğiyle düzenlenen ve 3 gün süren Uluslararası Hicri Takvim Birliği Kongresi sona erdi.
Türkiye, Suudi Arabistan, Malezya, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), ABD, Katar, Fas, Mısır ve Ürdün'ün de aralarında olduğu 50'ye yakın ülkeden ilim adamları, astronomlar ve karar merciinde bulunan yetkililerin katıldığı kongrede 2 sonuç ön plana çıktı.
"İlmi, Fıkhi ve Sosyal Boyutlarıyla Hicri Takvim", "Hicri Takvim Projeleri" başlıklı oturumlarla gerçekleştirilen ve İslam dünyasında takvim birliğinin amaçlandığı kongrede tekli ve çiftli takvim önerileri öne çıktı.
Tüm Müslüman coğrafyasında ibadetlerin tek takvim çatısı altında birleştirilmesini esas alan tekli takvim önerisi ile Amerika kıtasının diğer kıtalardan ayrılmasını esas alan çiftli takvim önerisi katılımcıların oylarına sunuldu.
Oylamadan sonra çıkan sonucu okuyan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığının çağrısıyla kongrenin 28-30 Mayıs tarihleri arasında düzenlendiğini belirterek, kongreye, İslam ülkelerinin ilgili bakanlıklarından, fetva kurullarından, çeşitli fıkıh kurulları temsilcilerinden, alimler, fakihler ve astronomlardan katılımların olduğunu belirtti.
Görmez, kongrede gerçekleştirilen oturumların sonucunda İlmi Heyetin kongreye, "Tekli ve İkili Takvim önerileri sunduğunu ifade ederek, ayrıntılı olarak müzakere edilen önerilerden "Tekli Takvim"in kabul edildiğini kaydetti.
KARARLAR
Kongre, katılımcıların büyük çoğunluğunca kabul edilen karar ve tavsiyeleri şöyle:
1) Kongre, önceki kongrelerin ve fıkıh akademilerinin kararlarını teyit etmiştir. Bunların arasında en önemlileri şunlardır. Kameri ayın başlangıcını tespitteki temel ilke, ister çıplak gözle olsun ister modern astronomik aletlere bağlı gözlemle olsun, hilalin görülmesidir. İhtilaf-ı matalia (yani hilalin farklı zamanlarda farklı yerlerde görülmesine) itibar edilmez. (Bir yerde görüldüğü zaman diğer yerlerde de görülmüş kabul edilir.)
2) Kongre, bütün dünyada uygulanması için tekli takvimi tercih etmiştir. Böylece herkesin önünde tek bir hicri takvim bulunacaktır. Bu takvim, hilalin dünyanın herhangi bir yerinde gözle veya astronomik rasat aletleriyle görülebilme imkânını ve hem klasik fakihlerin çoğunluğunca hem de günümüz fıkıh akademilerinin çoğunluğunca kabul edilen ihtilaf-ı matali’a itibar edilmemesi görüşünü esas almıştır. Bunların yanında bu takvim, dini metinler/naslar ile kesin astronomik kurallar arasında bir çelişki ve çatışma olmadığından astronomik ölçütler ve fıkhi kuralları beraberce göz önüne almıştır.
Ayrıca bu takvimin, dini metinler/naslar ile kesin astronomik kurallar arasında bir çelişki ve çatışma olmadığından astronomik ölçütler ve fıkhi kuralları beraberce göz önüne alındığını belirten Görmez, şunları söyledi:
"Tercih edilen takvimin avantajları ve sonuçları: Bu takvim, Müslümanlar ama özellikle Müslüman azınlıkların karşı karşıya olduğu bazı sorunları çözme yönünde önemli katkılar sunacaktır. Bu sonuçlardan biri, oruç, bayram gibi Müslümanlar için sembol manası olan günleri birleştirmesidir. Bir diğeri ise, bunun Müslümanlar arasındaki meşru ve makul sınırları aşan tefrikayı/ayrışmayı ortadan kaldırma yönünde bir karar olmasıdır. Zira özellikle azınlık halinde yaşayan Müslümanlar arasında bu sorun tek bir devlet içinde bazen iki bazen de üç farklı günde oruç ve bayram yapma noktasına varacak aşırı durumlara yol açabilmektedir. Hatta farklılık, bir ülke vatandaşı hacıların Zilhicce'nin 9. Günü Arafat'ta vakfeye durdukları gün, kendi ülkelerinde henüz Zilhicce'nin 7 veya 8. Günü olması gibi aşırı boyutlara ulaşabilmektedir. Bu din, tevhid dinidir, birliği ve bütünlüğü şer'i bir farz ve olgusal bir zaruret saymıştır."
Aynı zamanda önceden belirlenmiş standart bir takvimin, Müslüman azınlıkların bayramlarda tatil imkanına kavuşmalarını da sağlayacağına işaret eden Görmez, ayrıca onlara, oluşturulmak istenen algının aksine İslam dininin bilimsel gelişmelere kapalı olmadığını, hatta bilimle uyumlu olduğunu çevrelerine sunma noktasında yardımcı olacağını aktardı.
AA