İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Musa Tosun, ramazanın, bir dayanışma, sevme ve ibadet mevsimi olduğunu, dolayısıyla insan psikolojisinin bu durumdan olumlu etkilendiğini söyledi.
Prof. Dr. Tosun, insanların orucu faydası ya da zararı için değil, Allah’ın emri olduğu için tuttuğunu, oruçlu olduğu günün ibadetle geçirildiği düşüncesinin insanları Allah’a yakınlaştırdığını, Allah’a yakınlaşan kişinin de öfkesini daha kolay kontrol edebildiğini, gözünü zararlı şeylerden sakındığını ve insanları kırmamaya çalıştığını belirtti.
Böylece, sadece bireysel değil toplumsal bir fayda da ortaya çıktığını, sadece oruç tutan değil, oruç tutan kişinin çevresindekilerin de bu faydadan yararlandığını vurgulayan Tosun, şöyle konuştu: “Ramazanda oruçluyken insanların daha sinirli oldukları iddiası doğrudur ve özellikle sigara içen bazı kişilerde bu duruma daha çok rastlanıyor. Sinirlenmek insanlığın hallerinden biridir ve oruçlu insanda da görülmesi tabiidir. İşte orucun asıl fonksiyonu da bu durumlarda ortaya çıkar. Oruçlu olmadığı zaman öfkesini olduğu gibi yansıtabilen kişiler, oruçlu iken bunu kontrol etmeye çalışırlar ve mesela, ‘Yahu mübarek günde insanı günaha sokma’ ya da ‘oruçlu ağzımla bana kötü söz söyletme’ gibi sözlerle öfkelerini kontrol etmeye çalışırlar. Sigara içen kişiler, ‘Bu fırsattır.’ deyip belki yardım da alarak sigarayı bırakmaya, bu zararlı alışkanlıktan kurtulmaya çalışsalar daha iyi olur. Ramazan ayının ve orucun en önemli faydaları, zararlı madde tüketiminin azalması, buna bağlı saldırgan davranışların ve suçların toplumdaki oranının düşmesidir.”
Tosun, ramazan ayında insanların iyilik yapma, sadaka ve zekat verme gibi olumlu davranışlarının arttığını vurgulayarak, “Bütün bu söylediklerimden de anlaşılacağı üzere ramazan, bir dayanışma, sevme ve ibadet mevsimidir. Dolayısıyla insan psikolojisi bu durumdan olumlu etkileniyor.” dedi.
“Ramazan, ruh dünyamıza format atmaktır”
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise zaman zaman bilgisayara, fabrika ayarlarına dönülüp format atıldığını, ramazanın da ruh dünyasına format atmak anlamına geldiğini söyledi. Ramazanın insanın ruh dünyasına etkisi açısından iki boyutu olduğunu dile getiren Tarhan, şunları anlattı: “Birincisi, kişinin iç dünyasına etkisi, ikincisi de sosyal dünyasına etkisidir. Şimdi otomatik düşünce diye bir şey var. Bir şey otomatizm kazandığı zaman kişi uzun vadeli düşünmeyi terk ediyor, kısa vadeli düşünüyor. Sadece anlık tepkiler veriyor ve orta veya uzun vadeli düşünmüyor. İşte ramazan 12 ay içerisinde bir ay olduğu için kendisini günlük yaşantıya kaptıran kişiye, ‘Dur, düşün ve yeniden başla.’ diyor. Ramazanın insanın iç dünyasına en önemli katkısı aslında varoluşsal bir sorgulama yaptırmasıdır.”
Milli gazete