Hayatı boyunca karşılaştığı tüm zorluklara rağmen Bosna Hersek’i bağımsız bir devlet yapmayı başaran, en zor dönemlerde dahi halkın bir baba gibi etrafında kenetlendiği “Bilge Kral” Aliya İzzetbegoviç, vefatının 13. yıl dönümünde ülkesinde özlemle anılıyor.
Bosna Hersek'in ilk devlet başkanı merhum Aliya İzzetbegoviç, başkent Saraybosna'daki Kovaçi Şehitlik Mezarlığı'nda yâd edildi.
Tüm dünyanın gözleri önünde Haçlı Avrupa’nın katliam ve soykırım uyguladığı Bosna’da karşılaştığı tüm zorluklara rağmen halkına bağımsız bir devlet bırakmayı başaran Aliyaİzetbegoviç, vefatının 13’üncü yılında anılıyor.
Savaş, katliam ve soykırımın yaşandığı zor dönemlerde Boşnak halkının etrafında kenetlendiği Aliya İzetbegoviç, vefatının 13’üncü yılında ülkesinde özlemle anılıyor. Âlim bir mücahit olan İzetbegoviç, 1925 yılında Bosna Hersek’in BosanskiŞamats şehrinde doğdu. İkinci Dünya Savaşı boyunca faşist ideolojiye, ardından komünist rejim ve uygulamalarına karşı verdiği cihatla ismini duyuran İzetbegoviç, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Boşnakları yaşanan biyolojik ve manevi soykırımdan korumak amacıyla kurulan MladiMüslümani (Genç Müslümanlar) isimli kolej ve üniversite öğrencilerinden oluşan teşkilatta aktif rol aldı.
İzetbegoviç, 1946 yılında tutuklandıktan sonra 1949 yılına kadar cezaevinde kaldı. 1970 yılında kaleme aldığı “İslam Deklarasyonu” ile dikkatleri üzerine çeken Aliya, İslami düşüncenin yeniden canlandırılması ve yaygınlaştırılması, Müslümanların durumunun iyileştirilmesi, Batı ile İslâm dünyasının ilişkisi ve yeni bir medeniyetin nasıl inşa edileceği gibi konuları İslam Deklarasyonu’nda ele aldı.
“İslâm Deklarasyonu” nedeniyle “bölücülük ve İslâm devleti kurma” gibi suçlardan beraberindeki 12 Bosnalı aydınla 1983 yılında yargılanan Aliyaİzetbegoviç, 14 yıl hapse mahkum edildi. İzetbegoviç, 1988 yılı sonunda hapisten çıktı ve siyasete adım attı.
Boşnakları kendi vatanlarında aşağılık duygusundan kurtarmayı amaçlayan İzetbegoviç, 1990 yılında Demokratik Eylem Partisi’ni (SDA) kurdu.
29 Şubat-1 Mart 1992’de Bosna Hersek’te bağımsızlık referandumu yapıldı. Referandumda yüzde 99,44 evet oyuyla bağımsız olan Bosna Hersek’e karşı Avrupa’nın koruması altındaki Sırplar tarafından soykırım başlatıldı. Sırp RadovanKaradzic ve SlobodanMilosevic liderliğinde Bosna Hersek’e karşı etnik temizlik başlattı. Savaş boyunca evler, camiler, tarihi eserler yıkılıp insanlar toplama kamplarında işkenceye tabi tutulurken, Bosnalı Müslüman kadınlar ise tecavüzlere maruz kaldı. BM’nin sözde ‘koruması’ (!) altındaki Srebrenita’da 1995 yılının Temmuz ayında soykırım işlendi. Sırplar, 8 binden fazla erkeği hunharca katletti, Boşnak aileleri şehirden sürgün etti.
Halkına uluslararası arenada tanınan bir devlet ve bayrak bırakan Aliyaİzetbegoviç, sağlık durumu kötü olmasına rağmen, savaştan sonraki dört yıl boyunca da savaşın yaralarının sarılmasına ve ülkenin kalkınmasına önemli katkılarda bulundu.
Bosna şehitlerinin arasında yatıyor
Rahatsızlığı nedeniyle 2000 yılında devlet başkanlığı görevinden çekilen İzetbegoviç, 19 Ekim 2003’te cihat dolu hayata gözlerini yumarak ebedi âleme göç etti. İzetbegoviç, vefatından önce yetkililere şehitler arasında mütevazi bir mezarda gömülmek istediğini iletti. Talebi üzerine İzetbegoviç, Saraybosna’daki Kovaçi Şehitliği’nde kendisi için hazırlanan kabre defnedildi. Merhum İzetbegoviç’in mezar taşının üzerinde ise Boşnak liderin halkına bıraktığı en önemli tavsiyelerden biri olarak gösterilen “Her şeye kadir olan Allah’a yemin ederim ki köle olmayacağız” ifadeleri yer alıyor.
“Doğu-Batı Arasında İslâm”, “İslâm Deklarasyonu”, “İslâmi Yeniden Doğuşun Sorunları”, “Özgürlüğe Kaçışım”, “Tarihe Tanıklığım” gibi eserleriyle Türkiye’de de büyük bir okur kitlesi bulunan Aliya İzzetbegoviç’in en önemli vasiyetlerinden bazıları şöyle:
“Bize yapılan soykırımı unutursak bunu bir daha yaşamaya mecburuz, size asla intikam peşinden koşun demiyorum, ama yapılanları da asla unutmayın.”
“Nefrete nefretle cevap vermeyin. Bosna için nefret çıkmaz sokaktır. Nefret sadece bizim ruhlarımızı zedelemiyor, Bosna’nın özünü de zedeliyor.’’
“Hiç kimse intikam peşinde koşmamalı, sadece adaleti aramalıdır. Çünkü intikam sonu olmayan kötülüklerin de kapısını açar. Geçmişi unutmayın ama onunla da yaşamayın.”
“Yeryüzünün öğretmeni olabilmek için gökyüzünün öğrencisi olmak lazım. Hukuk benim için sadece meslek değil inancım, yaşam tercihim ve hayat felsefem. Geleceğimizi geçmişimizde aramayacağız. Kin ve intikam peşinde koşmayacağız.”
Millî Gazete