logo

Ev ödevleri verimli ve faydalı hale getirilmeli

Öğrenmeyi pekiştirmede eğitimin önemli bir parçası olan ödevin kalitesi, başarıyı olumlu yönde etkiliyor. Ancak öğrencilere saatlerce süren ödev vermek, okuldan soğuttuğu gibi aile içinde sorunların yaşanmasına da neden oluyor. Uzmanlar çocukların bireysel özelliklerine göre kısa sürede bitirilecek ödevler verilmesi gerektiğine dikkat çekiyorlar.

Ödev, başarıyı olumlu yönde mi etkiliyor yoksa öğrenci için yük mü? Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bu soru tartışılıyor. eğitimciler, kaliteli ödevin başarıyı artırdığına dikkat çekerken, veliler geç saatlere kadar ödev yapmaya yardım ettikleri için çocuklarıyla sağlıklı iletişim kuramamaktan şikâyetçi. Öğrenciler için ise ödev, Oyun oynamanın önündeki en büyük engel. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) son yıllarda öğretmen ve veliyi karşı karşıya getiren ev ödevleriyle ilgili bir dizi karar almıştı. Performans ödevlerini kaldıran MEB, yarıyıl tatilinde ödev verilmemesi yönünde öğretmenleri de uyarmıştı. Ancak okullarda ev ödevi uygulamasına devam ediliyor.

Prof. Dr. Mustafa Özcan ise yanlış ödev uygulamasının öğrenciye yük olduğunu, özgüveni zedelediğini ve aile içinde sorun oluşturduğunu belirterek, doğru ödevin öğrencinin kendisini tanımasına yol açtığına ve okul başarısını artırdığına dikkat çekiyor. Küresel bilgi çağında bir insanın kendi bölgesinde ve ülkesinde en iyi olmasının yeterli olmadığı için dünya ile konuşması, çalışması ve yarışması gerektiğini dile getiren Özcan, okulla ilgili bütün etkinlikler gibi ödevin de bu amaca hizmet etmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Özcan, öğretmenlerin ödev verirken dikkat etmesi gereken noktaları şöyle sıralıyor:

Öğretmen öğrencinin zihinsel kapasitesini bilmeli ve ödevin zorluğunu ona göre ayarlamalı.

Ödevin türü ve zorluğu öğrencinin sosyo-ekonomik durumuna göre olmalı.

Ödevler mutkala kontrol edilmeli ve öğrencilere geri bildirim verilmeli.

Ödevler öğrencinin kendisi tarafından yapılmalı. Anne-baba veya bir başkası tarafından ödevin yapılması çok zararlı.

Öğrencilerde “dürüst” olmamanın normal olduğu gibi bir algı oluşmasına yol açar.

Öğrenci ödev için “Ben bunu bilmiyorum ama yapabilirim” diye düşünmeli. Öğrencinin bilmediği ama biraz çalışarak, yardım alarak yapabileceği zorlukta olmalı.

Evde kitaplık, bilgisayar, internet gibi kaynaklar, öğrenciye rehberlik edecek eğitimli kimse yoksa ödev bir yüktür.

Ödevler çocukların zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimine katkı sağlamalı. Araştırma ve uygulama yapmayı gerektirmeli.

Aksi halde zaman ve kaynak israfı olur. Ödevler haftalık verilebilir.

Dünyada uygulama nasıl?

Özcan, dünyada ev ödevi uygulamasının ülkeden ülkeye değişiklik gösterdiğini belirterek, şu bilgileri veriyor: “2014’te yayınlanan ve 64 ülkeyi kapsayan OECD araştırmasına göre 15 yaşında olan ve PISA sınavına giren öğrencilerin bir haftada ödev yapmak için harcadığı zaman değişiyor. OECD ülkelerinin haftalık ödev saati ortalaması 5 saat. Haftalık en uzun ödev süresine Shanghai sahip. Burada bir haftada ortalama 14 saat ödev yapılıyor. Shanghai, 2012 PISA matematik testinde birinci oldu. Ancak öğrenciyi başarılı kılan değişik faktörler var. Ödev ile başarı arasında pozitif bir ilişki var ama OECD raporuna göre bu ilişki ödev saatinin uzunluğuyla değil ödevin kalitesiyle ilgili.”

Milliyet