21. yüzyılın önde gelen mürşid-i kâmillerinden ilim, fikir ve gönül önderi Mahmud Es’ad Coşan (Rh.A.) Hocaefendi, dünyaya gelişinin Hicri 81. yıldönümünde Kur’an-ı Kerim hatimleriyle ve özel programlarla anıldı.
M. Es’ad Coşan Hocaefendi, AKRA’da gün boyu özel yayın akışıyla, akşam namazını müteakiben ise İskenderpaşa Camii'nde sevenleri tarafından yâd edildi.
İstanbul Fatih’teki İskenderpaşa Camii’nde Hicri 13 Safer 1438, Miladi 13 Kasım 2016 Pazar günü akşam namazını müteakiben başlayan yâd programında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bilal Baş, “Mahmud Es'ad Coşan Hocaefendi’ye Göre Sırat-ı Müstakim Üzere Olmak” konusunda katılımcılara bilgi verdi.
Baş, “Peygamberler ve onların varisleri olan âlimler, mürşidler, irşad etmeye devam ediyorlar. Bunun güzel bir örneği de Mahmud Es’ad Coşan hocaefendi’dir. Biz onun sohbetlerinden kitaplarından yola çıkarak kendimize dersler alıyoruz, istikametinizi düzeltiyoruz, hocaefendinin irşadı vefatından sonra da devam ediyor.” dedi.
Konuşmasına istikamet üzere olmak hususunun açıklamalarıyla devam eden Doç. Dr. Baş, “İslam dini üzere yaşayıp can vermek sırat-ı müstakim üzere olmaktır. Hocamızın bu konudaki görüş ve düşünceleri şöyledir: Sırat müstakim dosdoğru yol demektir. Anne rahmine düşüşten hatta elest bezminden son nefese kadar olan hayat bir yolculuktur. Bu yolun Allah’ın rızasına cennete gidenine sırat-ı müstakim denir. Biz her namazda Fatiha suresinde, Rabbimiz bizi sırat-ı müstakim yoluna eriştir diye dua ediyoruz. Dolayısıyla sırat-ı müstakim Kur’an-î bir kavramdır. Her türlü aşırılıktan sakınarak doğruluk üzere bulunmaktır. Adalet, itidal, sadakat, dürüstçe yaşamak gibi anlamlarla da ifade edilebilir. Sırat-ı müstakim, dini ve ahlaki hükümlere uygun bir hayat sürmektir. Allah’a itaat sünnete uymaktır. Cennete Cemalullaha götüren dosdoğru yoldur. Hem itikadi hem de ameli yoldan Allah’ın rızasına giden en kestirme yol sırat-ı müstakimdir. Doğruluk, itidal, sebat, kararlılık gibi dört manada değerlendirilir” açıklamalarında bulundu.
Ayet-i kerimelerde geçen sırat-ı müstakim kavramlarına örnekler veren Doç. Dr. Bilal baş şöyle devam etti: “Sahabeden biri Efendimize (sav.) gelip, Ya Resulullah, bana öyle bir öğüt ver ki başka hiçbir şeye ihtiyacım olmasın deyip çok zekice bir soru sorar. Efendimiz (sav.), Allah’a iman ettim de sonra da dosdoğru ol buyurur. İslamiyet bir itidal dinidir, Bakara suresinde “Biz sizi orta yol üzere giden, ifrat ve tefrite gitmeyen bir ümmet olarak yarattık” ayet-i kerimesi bu durumu anlatmaktadır. Yine, İmam Gazali, aşırılıklardan uzak, itidalli bir yaşam sürmek zordur, istikametin zorluğundan dolayı her mümin günde en az on yedi sefer -farzları sayarsak- bizi istikamet üzere ilet diye dua eder diyor İhya eserinde. Efendimizin (sav.) kendisi “Beni Hûd Suresi yaşlandırdı” buyuruyor, Emrolunduğu gibi dosdoğru ol ayetiyle. Sırat-ı müstakim üzere olmak zordur ama mümin buna gayret etmelidir. Nitekim, Mahmud Es’ad Coşan hocamız, her işi yaparken Allah’ın rızasını gözetmek gerekir diyor. Yine hocamızın sohbetlerinde, “fıtrat-ı müstakim” ifadesi geçiyor. İnsan fıtrat-ı müstakimdir, yaratılışı buna uygundur ama aynı zamanda zayıf yaratılmıştır. İnsan istikametten sapar, yoldan şaşar, yolda oyalanır, menzile varamaz. Sırat-ı müstakim bizim için verilen ideal yoldur. Bu yolda durmak, rotayı şaşmadan durmak zordur. İmtihan neticesinin bir gereği olarak bu vardır.”
Konuşmasının devamında Doç. Dr. Baş, insanı yoldan saptıran hususlar hakkında örnekler verdi. Baş, “İlk düşman şeytandır, şeytan insanı yoldan şaşırtır. Şeytan Allah’a bana mühlet ver deyince Allahu Tealâ ona kıyamete kadar mühlet verdi. Şeytan ben insanları yoldan saptıracağım ancak senin muttaki kulların müstesna dedi. Şeytan bin bir oyunla sırat müstakimden şaşırtmaya çalışıyor. İkincisi nefistir. Nefis, kötülüğü emredicidir. Hocamız rahmetullahi aleyh, nefsin tabiatını birçok sohbetinde anlatmıştır. Şöyle der: Nefis, insan çocukken horoz şekeri ister, büyüyünce evlenmek ister, ondan sonra mal mülk ister, sayfiye yerlerinde gezmek eğlenmek ister daha da büyüyünce itibar ister, makam koltuk ister, istekleri hiç bitmez. Nefis, istikametten hoşlanmaz. İbadetlerde gevşeklik ister. Ticarette, sen kazanmaya bak sistem böyle helalı haramı boş ver diyerek insanın ayağını kaydırmaya çalışır. Hocamız pek çok sohbetinde kötü arkadaş ve kötü çevreden uzak olmayı tavsiye etmiş, iyilerle bir arada bulunmayı söylemiştir. Muhafazakâr insanların sitelerde iyi ailelerle bir araya gelmelerini istemiştir. İnsan şeytan ve nefse karşı tedbirlerini almak durumundadır. Allahu Tealâ da bizleri nimetleriyle veya nimetlerini alarak imtihan eder. İlkinde şükretmek, ikincisinde sabretmek gerekir.”
İstikamet üzere olmak için ne yapılmalı?
Doç. Dr. Bilal Baş, “Allahu Tealâ hangimiz daha güzel amelde bulunacağız diye imtihan etmek için bizi yarattı. Bize düşen sürekli istikametimizi kontrol edip bir sapma varsa kendimizi düzeltmemiz gerektiğidir. Günlük muhasebe yapılmalıdır. İnsan kendini kontrol edebilir, ömrümüz nereye gidiyor, yaptığımız iyi bir yol mudur, yaptığımız Allah’ın hoşuna gidiyor mu yoksa gazabı mı çekiyor? Sabah yola bugün Allah için ne yapmalıyım sorusuyla çıkıp akşam dönüşte bugün ne yaptım diyerek kendini yoklamalıdır diyor Hocaefendi. Allah hidayet eder insanlara, bizim gücümü yetmez Allah erdirir. İstikamet üzere olmak ve rızasını kazanmak için bizim hidayete ermeye layık kullar olmamız lazım.”
Doç. Dr. Bilal Baş, konuşmasını Pro. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocaefendinin “Yüce Rabbimiz, bizi takva yolunda sırat-ı müstakimde, doğru çizgide, kendi rızası istikametinde, Resulünün izninde, muhakkik, kâmil, ârif, sâlih, edip, ulema ve sadadının peşinde gidenlerden eylesin” duasıyla tamamladı.
Hatim duası...
Sohbetin ardından İskenderpaşa Camii imam hatibi Mikdat Kutlu tarafından Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesinde okunan hatmi şeriflerin kabulü niyazıyla hatim duası yapıldı. Hatim duası AKRA’dan da yayınlandı.
Gönüller sultanı Mehmed Zâhid Kotku (Rh.A.) Hocaefendi ise doğumlarının hicri 123. yılı münasebetiyle İskenderpaşa Camii’nde 1 Safer 1438, 1 Kasım 2016 Salı günü yâd edilmişti. Akşam namazını müteakiben başlayan yâd programında, Erzurum Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Arslan, “Mehmed Zâhid Kotku Hocaefendi’nin Sırat-ı Müstakim, Doğru Yolda Olmakla İlgili Fikir ve Tavsiyeleri” hakkında bilgi vermişti.