Aydın Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç Dr. Saeid Karamzadeh, insanlığın son dönemlerdeki teknolojik gelişmelerle birlikte bir radyasyon denizi içinde yaşadığını ifade ederek, “Radyasyon bilindiği gibi elektromanyetik dalgalar ve parçacıklar halinde enerji yayılımı olarak tanımlanıyor.
Kısa vadede ve kısa aralıklarla maruz kalınan radyasyon ciddi bir tehlike oluşturmazken, uzun süreli ve şiddetli maruz kalınan radyasyon, başta genetik bozulma olmak üzere birçok rahatsızlığa sebebiyet verebiliyor. Sadece cep telefonları ve tabletler değil, evde bulunan ve alternatif akımla çalışan mikrodalga fırın, derin donduruculu buzdolabı, televizyon, hatta saç kurutma makinesi gibi birçok cihaz, az ya da çok radyasyon yayıyor. Dolayısıyla insan günlük hayatında bir radyasyon denizi içinde yüzüyor. Bu tehlikeli denizden korunmak ise çok küçük önlemlerle mümkün” diye konuştu.
‘Uslu dursun’ diye akıllı telefon verilmemeli
Radyoaktif yaşamdan korunmak için bu tip cihazları mümkün olduğunca az kullanmanın önemli olduğunu ifade eden Karamzadeh, “Özellikle çocuklu aileler ve anneler, bu tip cihazlara karşı daha dikkatli olmalı. Çocuğun odasından bu tip cihazları mümkün olduğunca uzak tutmalı. Son dönemlerde bebek veya çocukların eline ‘uslu dursun’ diye akıllı telefonu ya da tableti tutuşturan anne-babaları sıklıkla görüyoruz. Gelişme çağındaki çocuklar açısından bu son derece yanlış bir hareket.
Genel yaşam alanında ise radyasyon yaydığı bilinen cihazlar mümkün olduğunca az kullanılmalı. Örneğin yemeğimizi mikrodalga fırın yerine ocakta ısıtırsak, cep telefonuyla konuşurken kulaklık kullanırsak, derin donduruculu buzdolabı yerine normal tip buzdolabı kullanırsak, banyodan sonra saç kurutma makinesi değil havlu kullanırsak, tasarruflu ampulleri dikkatli kullanırsak radyasyon bulutunu bir nebze de olsa inceltiriz” dedi.
Milli Gazete