logo

'Tapu Müzesi' 2018’de açılacak

Osmanlı’dan bugüne Türklerin “hazine” değerindeki tapu ve kadastro kayıtları ile haritaları, Türkiye ve dünyada ilk olma özelliğini taşıyacak ve 2018’de açılması planlanan “Tapu Kadastro ve Harita Müzesi”nde sergilenecek.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından “Tapu, Kadastro ve Harita Müzesi” için oluşturulan komisyon, eserleri tespit etmek amacıyla çalışmalara başladı. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanı Zeynel Abidin Türkoğlu, müze çalışmalarına ilişkin bilgi verdi. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün 170 yıllık bir kurum olduğunu ve arşivlerinde Orhan Gazi döneminden itibaren tapu kayıtlarının bulunduğunu hatırlatan Türkoğlu, “Bu manada elimizde Osmanlı’da ‘hazine’ olarak nitelendirilen belgeler, kıymeti yeni yeni keşfedilen kayıtlar, materyaller var. Bunun için müze yapılmasına yönelik bir ‘olur’ aldık.” diye konuştu.

Müze “yaşam alanı” olarak tasarlanacak

Müzede sadece tapu kayıt defterlerinin, belgelerin ve materyallerin sergilenmesi noktasında hareket edilmediğini, müzenin, insanların tüm günlerini geçirebilecekleri bir “yaşam alanı” olacak şekilde tasarlanacağını anlatan Türkoğlu, “sanal gerçeklik”, “interaktif duvarlar”, “hologramlı uygulamalar” gibi yeni dijital tekniklerin kullanılacağını kaydetti. Ayrıca çocuklar ve gençler için eğitici alanların olacağı müzede Osmanlı belgelerinde kullanılan hat, tezhip ve ciltleme konusunda ve restorasyonla ilgili atölyeler oluşturmayı planladıklarını dile getiren Türkoğlu, şöyle devam etti: “Müzede insanlara bir tapu belgesi nasıl oluşturulur, bunu öğreteceğiz. Tam bir külliye şeklinde bir müze düşünüyoruz. İnsanların tapu, kadastro ve harita hakkında kafasında en ufak bir boşluk bırakmadan, tam bir bilgiyle donatılmış şekilde müzeden ayrılmalarını sağlayacağız. Burada hem müzecilik hem arşivler hem tarih hem de restorasyon anlatılacak. Klasik müzeciliği bırakmıyoruz. Müze eğitimi de verilecek, müze araştırmaları da yapılacak, yayınlar da yapacağız. Müzemizde bir bölümde sergi ve konferans salonu da olacak. Müzemizin işlevselliğinin yüksek olmasını planlıyoruz. Biz burada balmumu şeklinde canlandırmalar da düşünüyoruz.” Müzede Osmanlı ve Selçuklu’yu, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki ve günümüzdeki uygulamaları ayrı ayrı bölümlerde ele alacaklarını ifade eden Türkoğlu, “Gelecekteki projeksiyonlarımızı da aynı müzede nasıl ifade ederiz onu da planlıyoruz.” dedi.

“Ayasofya Vakfiyesi”

Türkoğlu, müzede sergilenecek eserler arasında en kıymetlisinin, Fatih Sultan Mehmet’in 65 metre uzunluğunda, ceylan derisi üzerine yazılı 5,5 asırlık “Ayasofya Vakfiyesi” olacağını vurguladı. Müzenin Ayasofya Camisi’ne 500 metre uzaklıkta olduğunu aktaran Türkoğlu, vakfiyeyi görenlerin Ayasofya Camisi’ni görmek isteyeceklerini anlattı. Müzedeki eserlerin dijital ortamdan da vatandaşlara ulaştırılacağını belirten Türkoğlu, şunları kaydetti: “Buradaki amaç bilginin hedefine ve yerine ulaşması. Bilgiyi saklamakla bir yere varamayız. Bilgiyi ilgilisine ulaştırmamız lazım. Elimizden geldiğince bu çalışmaları yaparken Türk tarihine hizmet yaptığımızı biliyoruz. Şimdiye kadar Türkiye’de ilk olacak. Dünya’da tematik müzeler var ancak Tapu ve Kadastro olarak bir müze yok. Bu yüzden dünyada da bir ilki uygulamaya geçirmiş olacağız.”

AA