Tüm dünyada 7 milyarın üstünde insan yaşıyor. 2014 yılı verilerine göre bu insanların 430 milyonu işsiz ve 1.7 milyar 15 yaş altında ve 570 milyon da yaşlı nüfusu var. Nüfus sürekli yaşlanırken, işsizlik verileri artarken genç nüfusa iş bulmak kolay olmuyor.
Türkiye'de işsizlik verilerine bakıldığında tek başına devlet veya özel şirketlerin çözüm bulması kolay değil. Çünkü her iki kurum da istihdam konusunda kalıcı çözümler üretme konusunda doğası itibarıyla sonuç almakta zorlanıyor. Hem süreç uzuyor hem de risk almaktan çekiniyorlar. Oysa girişimci ekosistemi desteklendiğinde özellikle yüksek teknoloji üretimi desteklendiğinde ortaya çıkacak başarılar herkesi şaşırtabiliyor. İlk ekonomik durgunlukta kapanan basit al-sat ilişkisine dayalı işleri değil, çözüm ve üretim odaklı girişimlere destek politikaları oluşturmak şart.
Belediyeler, kamu kurumları ve sanayi kuruluşları ihtiyaç duyduğu sorunlarını listeleyerek girişimcilerin bulunduğu teknoparklarda ve üniversitelerde çözüm arayabilir. Alışılagelmiş üniversite - sanayi işbirliği sözlerini bir kenara bırakıp çözüm ve üretim odaklı buluşmalar inşa etmek şart. Girişimci fikirler bu çözümlerle birlikte yeşerip çözüm üretebilir. Ancak bunun için devlet kurumlarının girişimcilerin iş yapmasını sağlayacak düzenleme ve denetlemeyi unutuyoruz.
Belediye ve devlet girişimcilerden ve üniversitelerden çözün ve hizmet satın almayı kolaylaştıracak, hatta zorunlu hale getirecek kararlarlar alınması gerekiyor. Girişimcileri sadece yarışmalar düzenleyerek değil, geliştirdikleri çözümleri kullanarak büyütebiliriz.
Eğitimde dönüşüm
Araştırmalar 577 milyon insanın çalışamayacak kadar yaşlı olduğunu gösterirken yeni gelen kuşağa istihdam sağlayacak adımların girişimcilerden gelmesi kaçınılmaz. Ancak bunun için algoritma üreten, bilgi tabanlı çözümler üretmeyi okul yıllarında deneyimleyen gençler yetiştirmek için eğitim konusunda köklü çözümler üretmek zorundayız. Girişimcilik temel mesele olarak ele alınmalı.
Sabah