Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan (Rh.A.) Hocaefendi’nin Kadın ve Aile Dergisi’nin Haziran 1985 tarihli nüshasında yayınlanan başyazısını, karşıladığımız Ramazan ayı münasebetiyle istifadenize sunuyoruz.
Ne mutlu ki Ramazan-ı şerife kavuşmuş bulunuyoruz. Hadis-i şeriflere göre bu ay, gerçek bir bereket mevsimidir. Allahu Teâla bu ayda müminleri hayırlara gark eder; rahmetini onlar üzerine yayar ve saçar; günah ve hatalarını bağışlar; dualarını, dileklerini kabul eder; mümin kulların bu ayda gösterdiği canlılık ve gayrete, ibadetlere devamlarına, hayırlardaki yarışmalarına nazar buyurup meleklerine onlarla mübahat ve iftihar eyler. Bu ayda maddi ve manevi âlemlerde değişmeler olur, göklerin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapatılır, şeytanlar zincire vurulur, cennet bezenip, melekler yerlere iner kullarla musafaha ederler. Bu ay içinde bin aydan daha hayırlı bir gece "kadir gecesi" saklıdır.
Manevi yönden, şer kuvvetleri dizginlenmiş, hayır imkânları çoğaltılmış ve şartlar müsaitleşmiş olan bu ay, kulların batıldan hakka, günahtan sevaba, hatadan tevbeye, kötülükten iyiliğe, fesaddan ıslaha alışırlar; oruç ve ibadetlerle manevi duyguları gelişir, deruni hayatın sırlarına aşinalıkları artar; hassas, merhametli, şefkatli, rikkatli, hayır sever, halis ve safi kimseler haline gelirler.
Çocukların ruhi inkişafı ve dini-ahlaki eğitimi açısından da ramazanın, bu aydaki aile içi yaşantısının müstesna bir değeri ve etkisi vardır. Kendi hafızalarınızı yoklayınız! Orada ramazanlarla, oruçlarla, teravihlerle, sahurlarla, hatimler ve mukabelelerle, pideler, tatlılar, ziyafetler, kandiller, minarelerle ilgili ne kadar çok ve güzel, sevimli ve özlemli çocukluk hatıraları vardır! Dikkat edilsin ki bunlar; bizim dini hissiyatımızın, ruhi yapımızın, ahlaki davranışlarımızın en sağlam temellerini oluşturmuşlardır. O halde ailece yaşantınıza dikkat ve özen gösteriniz sevgili okuyucular; ramazanın simgesi olan ibadet ve davranışları aceleye getirmeyiniz, tadını çıkara çıkara, sindire sindire ifa ediniz; dini vazifelerinizi angarya gibi değil, seve seve, bir düğün ve şenlik havası içinde yapınız.
Bu cümleden olarak, çocuklarınıza özel itina gösteriniz; onları tatlılıkla, öpücüklerle sahura muhakkak kaldırınız; onlar kız ise güzel oyalı namaz başörtüleri, erkekse işlemeli alımlı takkeler, sevimli değerli tesbihler, özel seccadeler tahsis ediniz, "bunlar sizin" deyiniz, güzel ve temiz pak giydiriniz, tarayıp donatınız taki şahsiyetleri o yolda gelişsin.
Küçücük avuçlarını açıp masum masum dua etmelerini öğretiniz çünkü belki de sadece onlar hürmetine başımıza taş yağmaktan kurtuluyoruz. Ailece hanım, bey, çocuklar beraberce camiye, teravihe gidiniz. Çocuklarınızı mutlaka sabah namazlarına götürünüz, mukabele dinletiniz. Uyku ve istirahatlarını gündüzün müsait zamanlarında sağlarsınız. Uyku bahanesiyle ibadetlerden geri kalmalarına asla izin ve fırsat vermeyiniz, onları küçükken ters alışkanlıklara kendi ellerinizle itmeyiniz. Vaazlara cumalara götürünüz; daha sonra da ne aldığını hatırında ne kaldığını sorup kontrol ediniz. Kuran-ı kerim öğretiniz, hatim indirttiriniz.
Bütün bunları yaparken de hediyelerle, güleç yüzle yaptırınız, zorbalık ve sertlik göstermeme şartına çok dikkat ve riayet ediniz. Sevdirerek, özendirerek yapmasını sağlayınız. Dondurmaları, çikolataları, şekerleri, balonları, oyuncakları, meyveleri, mükâfatları devreye sokunuz. Ta ki ruhları, hafızaları en tatlı ramazan hatıralarıyla dolsun, dimağları hakka kulluk etmenin deruni lezzetine alışsın.
Böylece ramazanımızın daimi bir bayram ve ebedi bir düğün haline dönüşmesini dileriz sevgili okuyucular!
AKRA