logo

Isı artışının en büyük sorumlusu şirketler!

Isı Artışı ve Deniz Seviyesindeki Yükselmenin Ardındaki Sorumlular adlı çalışma, dünyanın en büyük şirketlerinin iklim değişikliğinin ne kadarından sorumlu olduklarına odaklanıyor.

Climatic Change isimli bilim dergisinde yayımlanan çalışmada, en büyük gaz, petrol ve kömür üreticileri takibe alınırken, bu şirketlerin ürün ve üretim süreçleri ile yol açtıkları karbon dioksit ve metan emisyonlarının deniz seviyesi ve küresel ısı artışında etkisi hesaplanıyor.

Çalışmada; 50 özel şirket ilesermayesinin yüzde 50’den fazlası kamuya ait olan 31 şirketin küresel sıcaklık artışlarının ve deniz seviyesindeki yükselmenin ne kadarından sorumlu olduğu ortaya konuluyor.

Çalışmanın temel bulguları şöyle:

* En büyük 90 fosil yakıt şirketi, 1880’den bu yana gözlemlenen sera gazı artışlarının yüzde 57’sinden sorumlu. Araştırmaya göre küresel ortalama sıcaklık artışlarının yaklaşık yüzde 50’si, küresel deniz seviyelerindeki yükselmenin ise hemen hemen yüzde 30’u bu şirketler yüzünden gerçekleşti.

* Tamamı özel iştirakçilere ait olan 50 şirket, küresel sıcaklık artışının yüzde 16’sından, deniz seviyelerindeki artışın ise yüzde 11’inden sorumlu.

* Sermayesinin yüzde 50sinden fazlası kamuya ait olan,şirketler ise, küresel sıcaklık artışının yüzde 15’inden, deniz seviyesindeki artışların ise yüzde 7’sinden sorumlu.

Bile bile C02 salımına devam

Çalışmada, bahsi geçen şirketlerin, iklim değişikliğinden haberdar olduktan sonra da faaliyetlerine hız kesmeden devam ettikleri ortaya konuluyor. İşin üzücü tarafı, ilgili şirketlerin 1980 yılından bu yana CO2 emisyonlarının iklim değişikiğine neden olduğunu, çevreyi ve insan sağlığını tehdit ettiği biliyor olmaları.

Dolayısıyla daha o dönemde riskleri azaltmak için önlem alabilir ve bu bilgiyi hissedarları ve kamuoyuyla paylaşabilirlerdi. Araştırma bu nedenle, verileri 1980 öncesi ve sonrası olarak ikiye ayırıyor.

"Zarar vermeme” kuralını ihlal ettiler

Çalışmanın etik sonuçlarını değerlendiren Oxford Üniversitesi Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Profesörü Henry Shue’nun yorumları şöyle: “Sanayi Devrimi’nin başlangıcında, karbon dioksit emisyonlarının biriktikçe iklim dengesini bozduğu çok az kişi tarafından anlaşılmıştı, ve dolayısıyla satın almak isteyenlere fosil yakıt satmanın suçlanabilecek bir yanı yoktu. Ancak özel mülkiyetli birkaç şirketin uzun süredir ürünlerinin yol açtığı zararı biliyor oldukları ve buna rağmen fosil yakıtların küresel enerji üretiminin merkezinde yer almasına devam etmesi için bu zararlar hakkında kuşku tohumları ektikleri bulgusu, bu şartları tamamıyla değiştirdi. Şirketler bilerek en temel ahlak kuralı olan “zarar vermeme” kuralını ihlal etti ve artık neden oldukları zararları tazminat ödeyerek ve uyum maliyetinin kendilerine düşen payını ödeyerek telafi etmeleri gerekiyor.”

Dünya