Kelime anlamı olarak ilk başta ürpertici gelen bu kavram aslında 21. yüzyılı etkileyecek en büyük üretim devrimlerinden biri sayılabilir. Karanlık fabrikaların öne çıkan en önemli özelliği üretim gerçekleştirilirken insan gücüne ihtiyaç duyulmaması ve tamamen insansız üretimin sağlanması.
Günümüzde arz talep arasındaki farkın açılmasını önlemek amacıyla birçok fabrika kendi teknolojisinin sağladığı imkanlar dahilinde artan talebin karşılanabilmesi ve fabrikanın finansal gücünü artırabilmek için vardiyalar arasında karanlık üretim yapmaya başladı.
Bu fabrikalarda üretim tamamen robotik sistemlerle ve ışıklar kapalıyken de gerçekleştirilebiliyor. Bu yöntem 1980’lerden beri gerçekleştirilmeye çalışılan bir uygulama.
İlk karanlık fabrika Çin’de
Karanlık fabrikalarda gerçekleştirilen üretim birçok farklı şartlar altında bile 24 saat performans göstererek üretim sürecinde artan bir verimlilik eğrisi sağlar. Günümüzde hala çoğu imalat yönteminde insan gücü kullanılmakta fakat makinelerin işleyişine bakıldığında karanlık üretim ile birlikte çok daha fazla verimliliğe ulaşıldığı gözlemleniyor. Bir yandan da bu metot özünden tamamen insan bulundurmayan bir yöntem değil. Karanlık üretim bir iş kurma ve o işin sürekli işlemesini sağlama gibi basit bir yöntem de değil.
Bu sistem çok dikkatli bir planlama, deneyimli çalışanlar, gelişmiş bir programlama bilgisi ve sürekli bir bakım onarım gerektirir.
Sistemin pratikte çalışan bir sisteme dökülebilmesi için de derin bir programlama ve otomasyon bilgisi gerektirmekte. Sistemin ilk örneği Çin’de kurulan cep telefon modülleri üreten bir fabrika. Fabrikada kullanılan bir robot kolun 6-8 işçinin yapabileceği işi tek başına yapıyor. Sistem kurulmadan önce fabrikada çalışan işçi sayısı 650. Sistemle birlikte 60’a indiği fabrikanın genel müdürü tarafından açıklandı. Ürün çıktısındaki kusurlu parça oranının %25’lerden %5’lere kadar düştü.
Dünya