Yapılan araştırmaya göre, esneklik ve dengenin hüküm sürdüğü yeni bir çalışma çağı başlıyor ve bu çağda eski model 9-5 çalışma hayatının yeri kalmıyor.
12 ülkeden 9 bin 500 kişinin katıldığı Yeni Nesil Mesleklerin Yükselişi isimli küresel araştırma, yeni bir çalışma modeline geçiş olduğunu ortaya koyuyor.
Katılımcılara nasıl bir işte çalışmak istedikleri, onları nelerin motive ettiği ve yeni nesil çalışma modelleri hakkında neler düşündükleri soruldu. Yanıtlara göre yarı zamanlı, freelance, sözleşme bazlı, geçici veya proje bazlı bağımsız çalışma modellerini kapsayan yeni nesil çalışma sisteminin tercih edilmesinin en yaygın nedenleri şöyle: Daha fazla para kazanmak (yüzde 38), yeni beceriler kazanmak (yüzde 33) ve hayatı daha iyi planlayabilmek (yüzde 32).
İşten beklenti değişiyor
Katılımcıların yüzde 80’i yeni nesil çalışma modellerini son çare olarak değil, kendi kişisel seçimleriyle tercih ettiklerini ve bu çalışma modelinin belirsiz bir geleceğe karşı direnç kazandırdığını düşündüklerini belirtti. Araştırmanın başlıca sonuçları şöyle:
Yüzde 87’si yeni nesil iş modellerine açık olduğunu; yüzde 80’i yeni nesil çalışma modellerinin onlara yeni şeyler öğrenme fırsatı sunduğunu ve bu nedenle bir çalışan olarak değerlerini artırdığını söylüyor.
Yeni nesil çalışanların yüzde 90’ı bu çalışma modelini seviyor ve bu şekilde devam etmek istiyor.
Geleneksel işler bulamadığı için mecburen yeni nesil işlerde çalıştıklarını söyleyenlerin oranı yalnızca yüzde 19.
Araştırmayı yapan kurumun müdürü Reha Hatipoğlu, araştırma sonuçlarını şöyle değerlendirdi: “Artık insanların bir işten bekledikleri şeyler değişiyor. Herkes tam zamanlı bir çalışan olarak kendini sürekli bir işe adamak istemeyebiliyor ve bunu artık bazı şirketler de istemiyor. Bu nedenle yeni nesil iş modellerini hayata geçirmemiz gerekiyor. Değişimin hız kazandığı günümüzde bireylere ve ülkelere kariyer güvenliği ve refah getirecek şey beceriler ve yeni çalışma modelleridir.”
Hızla ilerlemek istiyorlar
Yeni nesil iş modellerinin tercih sebepleri yaş gruplarına göre şöyle değişiyor:
İşgücü pazarına yeni giren genç milenyum nesli (18-24 yaş) hızla ilerlemek istiyor; ücret artışlarını, öğrenme fırsatlarını ve kariyer ilerlemelerini önemsiyor. Çoğu 20’li yaşlarının sonunda, ebeveynlerinin hayatları boyunca çalıştıkları sayıda farklı işe girip çıkmış oluyor.
Daha yetişkin milenyum nesli (25-34) kariyer ve yeni beceriler kazanmayı önemsese de hayat dengesini ve anlamlı işler yapmayı da önemsiyor. Bu kuşak daha az stres ve ailelerine ayırabilecekleri daha fazla vakit sunması nedeniyle yeni iş modellerini tercih ediyor.
Genç X kuşağının (35-39) odak noktası iş-özel hayat dengesi.
Sonraki X kuşağı (40-49) anlamlı işler yapmaya ve işverenlerden takdir görmeye daha fazla önem veriyor. Yeni şeyler öğrenmek ve çocuklara bakmak önemini yitiriyor.
Kendini kanıtlamış ve aile yükümlülüklerinden büyük oranda kurtulmuş Boomer kuşağı (50-65 yaş) ise anlamlı bir iş ve denge olanağı sunan kalıcı kariyerler peşinden gidiyor. Bazıları kendi zevkleri için bazıları ise emekli aylıklarına destek olsun diye çalışıyor. Onlar için ücret, diğer nesillere göre daha düşük bir öncelik. Ayrıca işverenlerden takdir görme arzuları yaşla birlikte artıyor.
Hindistan ve Meksika’da yaygın
Yeni nesil çalışma modelleri küresel bir olgu. Özellikle de Hindistan ve Meksika gibi gelişmekte olan pazarlar freelance, sözleşme bazlı, geçici ve proje bazlı bağımsız iş modellerine açıklık konusunda başı çekiyor (yüzde 97). ABD, Avustralya ve Birleşik Krallık gibi gelişmiş pazarlar ise yakın takipte (yüzde 90). Diğer yandan Almanya, Hollanda ve Japonya gibi ülkeler ise yeni nesil çalışma modellerine karşı daha dirençli. Genç nüfusun ve özellikle milenyum neslinin (18-24 yaş) oranı daha yüksek olan ülkeler ise yeni nesil iş modellerine daha yatkın.
Reha Hatipoğlu, Türkiye’deki yeni nesil iş modelleri yaklaşımını şöyle özetledi: “Yetenek Devrimi sürerken, istihdam pazarında saflar sıklaşıyor; yaşlı nüfus artıyor, işgücü azalıyor ve ihtiyaç duyulan beceriler hiç olmadığı kadar hızlı değişiyor. Çalışanların sahip oldukları becerilerle, işverenlerin bekledikleri arasındaki uçurum giderek büyüyor. Bu nedenle şirketler aradıkları yetenekleri yeni kaynaklardan bulmak ve en iyisine ulaşarak onu geliştirip elinde tutmak için daha fazlasını yapmak zorunda.”
Milliyet