22 Mart Dünya Su Günü olarak kutlanıyor. Dünya Su Kalkınma Raporu yayımlandı. Buna göre 2018, doğaya dayalı çözümler, suyun temini, kalitesinin iyileştirilmesi ve doğal afetlerin etkisinin azaltılmasında önemli bir rol oynayabilir.
Buna da Hindistan örnek veriliyor. Hindistan’da tarihinin en kötü kuraklığını 1986’da yaşayan Rajathan bölgesinde başlayan su toplama yapıları, ormanların yeniden oluşturma çabalarıyla beraber yeraltı sularının arttığı ve ekim alanlarının verimliliğinin iyileşti.
Raporda, su kaynaklarının yönetiminde, nüfus artışının ve iklim değişikliğinin neden olduğu su güvenliğine yönelik ortaya çıkan sorunları karşılamak için yeni çözümlere ihtiyaç olduğu vurgulandı.
Raporda daha yeşil su yönetimi uygulanmasının tarımsal üretimi dünya çapında yüzde 20 artırabileceği tahmini yer alırken, özellikle düşük gelir düzeyindeki 57 ülkede bu uygulamalar hayata geçirildiğinde üretim verimliliğinin yüzde 79 artacağı vurgulandı. Doğaya dayalı su yönetimleri şehirlerde de uygulanabiliyor. Ki 1990’da New York’ta başlatılan geri dönüşüm ve su toplama önlemleriyle şehrin su arıtma ve bakım maliyetlerine yılda 300 milyon doların üzerinde tasarruf sağlanıyor.
Sünger şehirler!
Su için giderek artan bir talep ile karşı karşıya kalan ülkeler ve belediyeler yeşil çözümlere artan bir ilgi gösteriyor. Örneğin, Çin yakın zamanda kentsel yerleşimlerde su mevcudiyetini iyileştirmek için “Sünger Şehri” adlı bir proje başlattı. 2020 yılına kadar, ülke genelinde 16 pilot Sünger Şehirler inşa edecek. Amaçları, yağmur suyunun yüzde 70’ini daha fazla toprak geçirgenliği, tutulması ve depolanması, su arıtımı ve bitişik sulak alanların restorasyonu yoluyla geri dönüştürmek.
Rapora göre dünyada su tüketiminin yüzde 70’i sulama amaçlı tarımda kullanılıyor. Yüksek su stresi ve nüfus yoğunluğu olan bölgelerde bu rakam yükseliyor. Sanayi, enerji ve üretim suyun yüzde 20’sini kullanıyor. Kalan yüzde 10’luk kısım evsel kullanıma giriyor. İçme suyu için kullanılan oran ise yüzde 1’den daha az.
Küresel su döngüsü
Rapora göre küresel su döngüsü de değişiyor. Şu anda, tahmini 3.6 milyar kişi (neredeyse küresel nüfusun yarısı) potansiyel olarak su kıtlığı olan bölgelerde yaşıyor. Ve bu nüfus 2050 yılına kadar 4.8-5.7 milyar kişiye çıkacak. 1990’lardan beri su kirliliği neredeyse her yerde kötüleşti.
Afrika, Asya ve Latin Amerika’da nehirlerdeki su kalitesinin bozulmasında artış bekleniyor. Küresel olarak, en yaygın su kalitesi sorunu ise yüzlerce kimyasalın su kalitesini etkilemesi. En büyük kirlenmenin düşük ve orta-orta gelirli ülkelerde meydana gelmesi öngörülüyor.
Bunun yanı sıra sellerden kaynaklanan riskli kişilerin sayısı 2050 yılında bugünkü 1.2 milyardan yaklaşık 1.6 milyara yükselmesi öngörülüyor ki bu dünya nüfusunun yüzde 20’si anlamına geliyor. Arazi bozulumu ve çölleşmeden ise 1.8 milyar kişi etkileniyor.
Rapora göre 2.1 milyar insan güvenli bir şekilde yönetilen içme suyu hizmetlerine erişemiyor. 2050’ye kadar dünya nüfusunun 2 milyar artması ile birlikte su talebinin bugüne göre yüzde 30 oranında artacağı tahmin ediliyor.
Küresel olarak toplum tarafından üretilen atık suyun yüzde 80’inden fazlası, arıtılmadan veya tekrar kullanılmadan çevreye geri akıtılıyor. Ormanlık arazinin en az yüzde 65’i bozulmuş durumda. 1900 yılından beri insan faaliyetinin bir sonucu olarak doğal sulak alanların tahmini yüzde 64-71’i kaybedildi. Her yıl 25 ila 40 milyar ton toprak tarım kaynaklı toprak erozyonuna uğruyor. Bu durum ürün verimini ve toprağın su, karbon ve besin maddelerini düzenleme kabiliyetini önemli ölçüde azaltıyor.
Dünyanın yüzde 70’inin suyla kaplı olmasına rağmen içilebilir su oranı oldukça düşük. İklim değişikliği ve hızlı nüfus artışının doğurduğu sorunlar sebebiyle temiz su kaynaklarının hızla azalması sonucu 2050'de dünya nüfusunun yaklaşık yarısının susuzluk riskiyle karşı karşıya kalabileceği uyarısı yapılıyor. Son yüzyılda sulak alanların yüzde 50'sinden fazlası yok oldu.
1970 ve 2010 yılları arasında tatlı su kaynakları yüzde 76 azaldı. Bugün itibariyle dünyada 844 milyon insan su sıkıntısı çekiyor. Türkiye, kişi başına düşen yıllık ortalama 1519 metreküp su miktarıyla temiz su sıkıntısı çeken bir ülke kabul ediliyor.
Hürriyet, A.A.