Bu yıl Dünya Çevre Günü’nün teması “plastik kirlilik ile mücadele” Yaşamın vazgeçilmezi olan plastikler, maalesef çevre kirliliğini de arttırıyor. Denize ulaşan katı atıkların hem dünyada hem ülkemizde yüzde 80’i plastikler. Türkiye’de günde kişi başına 1.77 kilo atık üretiyoruz; atıklarımızın da yüzde 12’si plastik.
Sürdürebilir Üretim ve Tüketim konusunda plastik ayak izimizi azaltmak için 10 öneri açıklandı.
Dünyada her 1 dakikada 1 milyon plastik şişenin satın alındığını biliyor muydunuz? Peki, yılda 500 milyar plastik poşet kullanıldığından haberiniz var mı? Okyanusları her yıl 8 milyon ton plastiğin kirlettiğini ve dakikada okyanuslara karışan atık plastik miktarının bir çöp kamyonu büyüklüğünde olduğunu duymuş muydunuz? Yaşamın vazgeçilmezi olan plastikler, maalesef çevre kirliliğini de artırıyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Filiz Karaosmanoğlu, tek kullanımlık plastik kirliliği ile mücadele için dünyanın bir araya geldiğini ifade eden Karaosmanoğlu, bizim de ülkemizde öncelikle tek kullanımlık plastik kirliliğinin önüne geçmek için seferberlik yapmamız gerektiğini vurguladı.
10 ADIMDA ÖNÜNE GEÇİN
Plastikler günümüzde cep telefonundan uçağa, gözlükten ilaç kutusuna, diş fırçasından yapay kalp kapakçıklarına kadar hayatımızın her alanında vazgeçilmeyecek bir yere sahip. Hayatımıza konfor, kolaylık, hız ve kalite sağlayan plastikler, yanlış ve aşırı kullanım nedeniyle çevre kirliliği sorunlarına neden oluyor. Her birimiz kullandığımız ve attığımız plastikler ile ‘Plastik Ayak İzi’ne yol açıyoruz.
Peki, plastik ayak izimizi azaltmak mümkün mü? Plastik ürünlerin yaşamımız için son derece gerekli olduğunun altını çizen Dr. Karaosmanoğlu, “Değerli bir malzeme olan plastikleri kullanırken bilinçli olmamız gerekiyor. Elimize aldığımız plastik bir şişenin suda 450 yıl bozunmadan kalabildiğini unutmadan tüketmeliyiz. Tek kullanımlık plastik tüketimini önce hızla azaltmalı. Sonra da reddetmeliyiz. Tek kullanımlık plastik tüketimine son vermeliyiz” dedi.
Karaosmanoğlu, Birleşmiş Milletler tarafından açıklanan plastik kirliliği rakamlarına göre, son 10 yılda, geçen 100 yılın toplamından daha fazla plastik üretildiğinin ve atık plastiklerin tüm atıkların yüzde 10’unu oluşturduğunun altını çizdi. Plastik kullanımını azaltmanın ceza ya da sınırlama ile mümkün olamayacağını da ifade eden araosmanoğlu, sürdürülebilir tüketim yaşam tarzımızla, plastik ayak izimizi çevreye dost oranlara çekebileceğimizi bildirdi.
Karaosmanoğlu, plastik ayak izimizi azaltarak çevre kirliliğinin önüne geçmek için şu 10 öneriyi sıraladı:
1- Plastik yerine paslanmaz çelik çatal, kaşık ve bıçak kullanalım.
2- Plastik pipet kullanımından vazgeçelim.
3- Alışverişe giderken yanımıza file veya pamuklu alışveriş çantaları alalım.
4- Ofisimizde plastik ya da içi plastik film kaplı karton bardaklar yerine kendi bardaklarımızı götürerek çayımızı, kahvemizi tüketelim.
5- Plastik şişeden su içmek yerine; bir su kabı ya da matara edinelim.
6- Biyobozunur diş fırçası tercih edelim.
7- Bulaşık ve çamaşır deterjanları ile sıvı sabunların ambalajlarını yeniden kullanalım. Bunun için deterjan ve temizlik malzemelerinin satılan büyük boy yedek şişelerini alıp küçük şişelerimize dolduralım.
8- Kulak temizleme çubuklarını ihtiyacımız kadar kullanalım.
9- Plastik ambalajları kullandıktan sonra geri dönüşüme göndermeden önce evimizde yeniden nasıl değerlendirebileceğimize bakalım.Kullanım ömürlerini uzatalım. Hamarat ev hanımlarımız plastik ambalajlardan çiçekleri için çok şık saksılar ya da sokak hayvanları için su ve mama kapları yapabilir.
10- Kullandığımız plastikleri sadece birer atık olarak görmeyelim. Plastiklerin döngüsel ekonomide geri dönüşümün en önemli hammaddelerinden biri olduğunu bilerek, atık endüstrimiz için geri dönüşüm kutularına atalım.
Hürriyet