Nefroloji Uzmanı Dr. Tekin Akpolat, sağlığı tehdit ettiği için tuz ve şekerin ‘21’inci yüzyılın sigarası’ olduğunu belirterek; bilhassa tuzun alışkanlık olduğunu söyledi.
Tuz, en fazla ekmekten (yüzde 34’ü) alınıyor. Bunu yemek hazırlanırken eklenen (yüzde 30’u) ile hazır-işlenmiş gıdalardan alınan tuz (yüzde 21) izliyor.
Tuzluk kullanmamanın tek başına tuzu azaltmak için yeterli olmadığını belirten Akpolat, “Bu şekilde sadece alınan tuz miktarını yüzde 10 azaltmak mümkün. Tuzluğu kaldırmak yetmez. Örneğin en önemli tuz kaynağımız hâlâ ekmek. Yasal mevzuata göre 100 gram ekmeğe en fazla 1.5 gram tuz eklenebilir. Mevzuat değişmeden önce (o zaman 1.75 gramdı) yaptığımız ekmek çalışmasında 3.2 grama bile rastlamıştık. Bu arada ülkemizde ortalama ekmek tüketimini günde 1 ekmekten fazla. Tuzlu hayatın ‘tuzluya patlayabilir’i hatırlatmak isterim” dedi.
Türkiye günlük tuz tüketimini günde 18 gramdan, 15 grama indirmeyi başardı. Ancak bu oranla Türkiye dünyada en çok tuz tüketen ülkeler arasında yer alıyor.
Türkiye'de önerilenin 3 katı alınıyor
Tuz tüketimi toplumsal ve bireysel kan basıncı seviyesinin belirleyicisi. Günde alınan tuz miktarının 1 gram azaltılması bile felçlerde yüzde 5, kalp krizlerinde yüzde 3 azalmaya yol açıyor. 9 gram azaltılması halinde ise felçler yüzde 34, kalp krizleri yüzde 24 azalıyor. Dünya Sağlık Örgütü günde en fazla 5 gram tuz öneriyor. Türkiye’de tuz tüketimi örgütün önerdiği değerin yaklaşık üç katı.
Tuzla beraber abur cubur artıyor
İngiltere’de 4-18 yaş çocuk ve gençlerde gerçekleştirilen bir araştırmada tuz alımının, toplam sıvı ve şekerle tatlandırılmış asitli içecek tüketimini artırdığı gösterildi. Günlük tuz alımındaki
1 gramlık fark, toplam sıvı alımında günlük 100 gram ve şekerli asitli içecek tüketiminde günlük 27 gram artışa neden oluyor. Asitli içecek alımı ise çocuklukları şişmanlatıyor.
Hürriyet